Ramazanın bereketini yaşadığımız bu günleri iyi anlayalım ve iyi değerlendirelim.Ramazana bakışın iki şekilde olduğunu görüyoruz.

1-Sabahtan akşama kadar aç ve susuz durup akşamı dört gözle beklemek. Böylece orucumuzu tuttuğumuzu,oruç görevini yerine getirdiğimizi düşünmek.Bu durum şuna benzer.Bir oduncunun ağaca bakıp o ağaçtan kaç kilo odun çıktığını hesap etmesi ve elde edeceği odunla sevinmesi.

2-Diğer bakış çeşidi de bir alimim ağaca bakışı gibi.O kupkuru ağaçtan Rabbimizin nasıl bal gibi renga renk meyveler yarattığını tefekkür edip Allah'ın büyüklüğü idrak etmesi.Aynen bunun gibi mü'minler de Ramazana böyle bakıp tefekkür ederler.

Ramazanın gelmesiyle toplumdaki manevi havanın ne kadar olumlu anlamda değiştiğini herkes müşahede edebiliyor.İnsanların ruhen hassaslaştığını,fakir ve fukaranın daha çok hatırlandığını ,insanın elini daha rahat cebine atıp hayır işlediğini görüyoruz.

Ramazan insanın meleklik tarafını da ortaya çıkartıyor.Bildiğiniz gibi meleklerin bir özelliği de 'yemezler ve içmezler'. İnsanlarda Ramazan ayında adeta meleklerin bu özelliğini yaşıyor.

Ramazanın şüphesiz en önemli özelliklerinden bir tanesi de Kur'an'ın indiği aydır.O nedenle mü'minler bu ayda Kur'an'ı okuyor ve anlamaya çalışıyorlar.Eğer yapabilirsek her gün okuduğumuz cüz'ün anlamını da okumak.Eğer yapamıyorsak her gün bir sürenin anlamı üzerinde tefekkür etmek.

Bir Müslüman için en güzel manzara Kur'an'ı eline alıp her gün bir sure üzerinde derin derin düşünmektir.Tabiri caizse Kur'an surelerini birer bahçeye benzetirsek her gün Kur'an'ın farklı bir bahçesine girip oradaki manevi güzellikleri doya doya seyredip anlamaya çalışmak.

İsterseniz bugün Kur'an'ın manevi bahçelerinden ŞUARA bahçesine /suresine bir gezinti yapalım. Şuara suresi Kur'an'ın 26.Suresi olup 227 ayetten oluşur. Sure , Resulullah'ın(sav) insanların ne kadar iman etmesini istediğini anlatan bir ayetle başlıyor:" Ey Muhammed! Mü'min olmuyorlar diye adeta kendini helak edeceksin!"(Şuara,3).Bu ayetten de görüldüğü gibi Resulullah (sav) hiç kimsenin cehenneme girmesini istemiyor.Onun içindir ki bir hadisinde şöyle buyuruyor: "Benim bildiklerimi bilseydiniz az güler çok ağlardınız"

Sure insanın etrafına bakıp yeryüzün güzelliklerini görmesini ve bunun üzerinde tefekkür etmesini ister:"Yeryüzüne bakmazlar mı, orada her türden nice güzel ve yararlı bitkiler bitirdik. Şüphesiz bunlarda (Allah'ın varlığına) bir delil vardır, ama onların çoğu inanmamaktadırlar."(Şuara,7-8).

Yüce Rabbimiz ister ki insanlar biracık olsun tefekkür etsinler/düşünsünler.Çünkü düşünen insan mutlaka doğruyu bulur.Ama gel gör ki insanların düşünmemesi için ne kadar arada engeller vardır.İnsanlar bu engelleri iradeleriyle aşmaya çalışmalıdırlar.Bu engellerden bir kısmı teknolojik engellerdir.İnsan kendini teknolojinin esiri haline getirmiştir.(Cep telefonları,filimler,internetler v.b.).

Düşünceyi engelleyen diğer önemli unsur da aşırı ve İslam'a aykırı eğlencelerdir.Çünkü bu unsurlar insanın boş zamanını heba ediyor,düşünmesine ve tefekkür etmesine fırsat bırakmıyor.(İslam normal ve günah olmayan eğlenceyi yasaklamaz).

Daha sonra surenin 10. ayetten 68.ayete kadar Hz.Musa (as) ile Firavun arasında geçen olaylardan bahsediyor.(Geniş bilgi için bu ayetlere bakınız).

Şuara suresinin 69.ayetinden 87. ayete kadar Hz.İbrahim (as) ile kavmi arasında geçen mücadeleden bahseder.Burada Hz.İbrahim 'in(as) aklını nasıl kullandığını ve Rabbine olan derin teslimiyetinden örnekler verilir.Devamındaki ayetlerde insanlara bu dünyaya çok fazla kanmamaları konusunda uyarılar var:" "O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar!Allah'a arınmış bir kalp ile gelen başka. Cennet, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara yaklaştırılacak. Cehennem de azgınlara gösterilecek ve onlara, "Allah'ı bırakıp da tapmakta olduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?" denilecek"(Şuara,88-95).

Surenin devamındaki ayetler de.Hz.Nuh (as) ,Hz.Salih (as),Hz.Lut (as),Hz.Şuayb (as) gibi bir çok Peygamber ve ümmetlerinden tadına doyum olmayan örnekler verilir.Bu örnekler bizim için veriliyor ki onlardan ibret alalım.

Surenin son bölümü ise tekrar Kur'an'a vurgu yapılıyor:"Onu(Kur'an'ı) şeytanlar indirmedi;Bu onlara düşmez ve zaten güçleri de yetmez"(Şuara,210,211).

Rabbimiz burada Kur'an'ın Allah'ın kelamı olduğunu ve bunda şüphe olmadığını bir kez daha ortaya koyuyor.Surenin son bölümlerinde ise asıl şeytanın kimlerle uğraştığı dile getirilir:" Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi? Onlar, her günahkar yalancıya inerler. Bunlar da şeytanlara kulak verirler. Onların çoğu ise yalancıdır"(Şuara,221-223).

Bu geceyi mutlaka bu sureyi okuyarak geçirin. Göreceksiniz hayatınızda çok tatlı ve güzel değişimler olacaktır.