Kur’an’ı Kerim insanın iyi bir varlık olmasını istiyor. Çünkü insan düzelirse toplum da düzelir.Toplum düzelirse canlı cansız bütün varlıklar bu durumdan olumlu şekilde etkilenirler.”İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu…”(Rum,41)

Kur’an’ın ilk inen ayetine bir kez daha dikkat ediniz:”Yaratan Rabbinin adıyla oku”(Alak,1).Bu ayete baktığımız zaman 3 önemli unsur görürüz:

1-“Oku”.Müslümana verilen ilk emir olduğu için bu emre uymak gerekir.Oysa tam tersine maalesef okumuyoruz.

2-Bu okuma yaratan Rabbinin adıyla olmalıdır.Çünkü seni Allah’a götürmeyen bir ilimden hayır gelmez.

3-‘Rab’ terbiye eden demektir.İlk inen ayet Kur’an’ın bir terbiye kitabı olduğunu ve seni terbiye edenin de Allah olduğunu bildiriyordu.

Daha ilk inen ayet Rabbimizin bizi terbiye edeceğini bildiriyordu.Hangi davranışımızı terbiye edecekti,sorusuna verilecek cevap,’her davranışımızı’ şeklinde olacaktır.Çünkü Allah insanı yaratmış ama başıboş bırakmamıştır.

Kur’an’ın bu terbiye metodu alimlerimizin birinci sırada ilgi alanına girmiştir.Bir İslam aliminin branşı ne olursa olsun mutlaka ilk yazdığı bölüm “Kitab’ül Adab (Edepler bölümü)” olmuştur.

Kur’an, tabiri caizse A’dan Z’ye her alanımıza ölçü ve kurallar (Adap) getirmiştir.
Nasıl yürümemiz ve nasıl konuşmamız gerektiği konusundaki Kur’an’ın getirdiği edep ayetlerine bakalım:

-”Ey iman edenlerSeslerinizi peygamberin sesinin üstüne yükseltmeyin…” (Hucurat,2).

-”Yürüyüşünde tabii ol,sesini alçalt.Unutma ki,seslerin en çirkini merkeplerin sesidir” (Lokman,19).

Kur’an secdeye/mescide nasıl gitmemiz gerektiğini ,yeme ve içme konusunda da bizi eğitiyor:

-Ey Adem oğullarıHer secde edişinizde (mescide girdiğinizde) güzel ve temiz elbiselerinizi giyin;yiyin için fakat israf etmeyiniz;çünkü Allah israf edenleri sevmez. (A’raf,31).

-Resulullah (sav) Efendimiz de bu konuda şöyle buyuruyor:”Elbisenizi yıkayın,saçlarınızı traş edin,misvak kullanın,düzenli ve temiz olunuz”.


Kur’an bizlere boş şeylerle ilgilenmememizi ve ilimle meşgul olmamızı tavsiye ediyor:

-“Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme.Çünkü kulak,göz ve gönül,bunların hepsi sorumludur”(İsra,36)

-“…(Resulüm) De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür” (Zümer,9).
Gördüğünüz gibi hayatımızın en basit bölümlerine bile ölçü ve kural koyan İslam/Kur’an diğer bölümlerine ilgisiz kalması mümkün mü? Örnek verdiğimiz bu bölümlerin dışında kalan her alanla ilgili İslam kural getirmiş ve bu kurallara uymamızı istemiştir.Ancak ne yazık ki bizler bu kuralların çoğunu hayatımıza uygulamadığımız içindir ki huzur bulamıyoruz.

Bu konuda Karadenizli bir kardeşimizin söylediği şu cümleler belki de anlatmaya çalıştığımız her şeyi özetlemektedir. Şöyle der:

-İslama deduk İŞİMUZE karuşma.(Yani işlerimizi İslama göre yapmadık)

-İslama deduk EŞUMUZE karuşma.(Yani aile hayatımızı İslama göre kurmadık)

-İslama deduk AŞUMUZA karuşma.(Yani ticaret konusunda ve helal lokma kazanma konusunda İslama uymadık).

-İslama sadece LEŞUMUZA karuş deduk.(Yani öldüğümüzde İslama göre cenazemiz kaldırıldı).

Bizler de Karadenizli kardeşimizin bu sözlerine şunu ekleyebilirmiyiz?”

Kafamızı secdeye koyduk ama kafamızın içindekilerini secde koymadık”.