İsim Şehir....Kelime hazinemizi, coğrafyamızı, kültürümüzü gelişteren masrafsız ama çok zevkli bir oyundu. "İsim-şehir-hayvan-bitki-eşya-artist-ülke" sıralaması ile oynanan basit ama şahane zevkli bir oyundu.

Baştan herkes kağıtlara çizgilerini çizip bu başlıkları yazarak hazırlık yapardı. Sonra bir arkadaş içinden alfabeyi okurdu, başka bir arkadaş da ona "dur" dediğinde o anda hangi harfteyse, onunla başlayan şeyler bulunmaya çalışılırdı.

Diğerlerinden farklı bir şey yazana daha fazla puan verildiği için değişik acayip şeyler bulmaya çalışılırdı.

Mesela "O" harfinden bitkiye herkes "ot" yazarken bazıları "okaliptüs" yazardı. Mesela bazıları "n"den hayvan bulamayınca "nil timsahı" yazardı, diğerleri de bunu kabul etmez ve kavga çıkardı. Yalın zamanların fakir ama gururlu bir oyunuydu...

BÜYÜK USTA; ŞEVKET ALTUĞ

Şevket Altuğ "sizi neden göremiyoruz?" sorusuna şu cevabı vermiş: "Türk toplumunun değerleri değişti. Türk toplumuna sunulan işlerin içerikleri değişti. Yani ben şu andaki içeriklerle hiçbir dizinin içinde olamam. Eleştiri olarak kabul etsinler, biraz da yaşlılığıma versinler... Bütün yapılan işlerde tabanca, tüfek, millet birbirini öldürüyor. Bütün erkekler sakallı. Bizim zamanımızda sakal rol gerekirse bırakılırdı. Bu ortamda ben olamam. Çünkü biz yaptığımız işlerde topluma sevgiyi, hoşgörüyü, toleransı, birlikte yaşamayı, dayanışmayı öğretmeye çalıştık. Böyle bir senaryo ile karşılaşırsam yaşıma rağmen hala oynayabilirim. Ama karşılaşacağımı da pek zannetmiyorum."

Teşekkürler büyük usta, halkın sanatçısı nasıl olurmuş gösterdiğin için..