Futbol sporu, İnegöl'lülerin gündemine 1940'lı yılarda İdman Yurdu Spor Kulübü ile girmiştir. Bu kulüpte de sportif faaliyetlere - tabir caizse ölümüne destek veren- sporcu Kurt Ali olmuştur ki onun önderliğinde; 1940-1960 yılları arasında bir çok oyuncu yetişmiştir.

İnegöl coğrafyasından çıkan ve milli-forma giyen futbolcuların başında 1954 doğumlu İsmail Arca gelmektedir. 1939 doğumlu Zeynel Soyuer ile Hayrettin Erdensert de İnegöl doğumlu milli forma giymiş futbolcular arasında yer almıştır.

İnegöl' de faaliyet gösteren amatör takımlarda yetişerek daha sonra; diğer il ve ilçelerdeki spor kulüplerine transfer olan amatör spor oyuncularına gelince; bunların da başlıcaları:

Şükrü-İbrahim-İrfan-Sinan-Vedat-Murat-İslam-Şehmuz-SerhatCafer-Cengiz- Ergün-Abdullah-Salahaddin-Mutlu ve Metin. Evet bütün bu gençler, transfer oldukları diğer il ve ilçe spor kulüplerinde başarılı sportif çalışmaların altına imza koymuşlardır.

İNEGÖL' DE LONCA TEŞKİLATINDAN KOOPERATİFÇİLİĞE: Lonca teşkilatı, bir anlamda, Ahi Geleneği'nin hayata yansıtılma biçimidir. Anadolu coğrafyasında Müslümanlar, kırsal yaşamdan yerleşik düzene geçince Ahi Evran'ının önderliğinde sanata ve ticarete yönelmişlerdir.

Sanatta, düzenli ve de devamlı kaliteli bir mal üretimin yapılmasını sağlamak ve sanatkarlar arasında çıka bileck haksız rekabet girişimlerini önlemek için de aralarında "Lonca Teşkilatı" nı kurmuşlardır. Bu teşkilat sayesinde hem kaliteli mal üretilmiş ve hem de istikrarlı bir piyasa oluşturulmuştur.

Lonca teşkilatı, hem dini ve hem de ekonomik niteliği olan bir teşkilattır. Hatta bu teşkilatın risk yönetimine karşı, bazı hallerde, kendine bağlı savunma birlikleri dahi kurmuş olduğu bilinmektdir.Orhan Gazi'nin ve oğlu Sultan I. Murad'ın, Bursa Bey Sarayı nazırı Aksungur/ Sungur Paşa eliyle Ankara Ahileri'ne karşı giriştiği askeri harekat esnasında bu durum, açık seçik görülmektedir.

Lonca ve Ahi ocakları şeklinde ortaya konan bu dini ve de kültürel nitelikli soyal yapılaşma, hem Selçuklular devrinde ve hem de Osmanlılar devrinde Anadolu, Suriye ve Balkan coğrafyalarında en geniş biçimde uygulama sahası, bulmuştur.Ancak 19 ncu asra gelindiğinde; Tuna valiliğine tayin edilen Mithat Paşa'nın yeni bir organizasyon yaparak ilk kooperatifleri 1863 Yılında Mithat Paşa, kurmuştur. Bu yolla özerk bir durumu olan Tuna vilayetinde önemli yatırımların yapılmasını sağlamıştır.

Aslında Sultan Abdülmecid (1839-1861) tarafından 1939 Yılında Gülhane Hattı Hümayunu imzalanarak Tanzimat Fermanı ilan edilince bir çok batı kaynaklı kurumlar, devlet bünyesine aktarılmıştır. Kooperatifçilik teşkilatı da işte bu meyanda 1863 Yılında alınmış ve özel yetkiler ile donatılmış olan Tuna valisi Mithat Paşa tarafından "Menfeat Sandıkları "adı altında fiilen Tuna vilayeti dahilinde uygulamaya konmuştur.

Günümüze gelince; ülkemizde 26 çeşit kooperatif kurulduğu görülmektedir. Bunlardan 9 'unun, bağlı olduğu bakanlık, Orman ve Köy İşleri Bakanlığı'dır. Diğer geri kalan 17 çeşit kooperatif ise sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na bağlıdır. Söz konusu kooperatiflerin kuruluşlarını tesbit ve tescil etmek ve de denetimlerini sağlamak ise ilgili bakanlıklar tarafından gerçekleştirilmektedir. Türkiye bazında düşünüldüğünde; 31-2-1989 Yılı itibariyle ülkemizde 60. 880 adet kooperatif kurulmuştur. Bu konuda yapılan yasal düzenlemelere gelince

a) 1929 Yılında çıkarılıp yürürlüğe konan 1470 Sayılı "Zirai Kredi Kooperatifleri Kanunu" na dayalı olarak ülke çapında, önce, "Tarım Kredi Kooperatifleri " kurulmaya başlamıştır.

b) 1935 Yılında çıkarılan 2836 sayılı "Tarım Kredi Kooperatifleri Kanunu"na göre de söz konusu kooperatiflerin örgütlenmeleri, belirli esaslara bağlanmıştır.

c) 1972 Yılında çıkarılarak yürürlüğe konan 1591 Sayılı "Tarım Kredi kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu "ile de kooperatiflerin gelişmelerinin önü açılmıştır.

1953 Yılında İnegöl'de ilk defa; "Esnaf Kefalet kooperatifi" kurulmuştur ki 1990'lı yıllarda bu kooperatifin üye sayısı, 2170 sayısına ulaşmıştır.

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR