H- HEKİMOĞLU ALİ BEY CAMİİ: Sultan Abdülmecid (1839-1861) devrinde yapılan idari düzenlemeler sonunda; ülke çapında vilayet-kazanahiye ve köy sistemine dayalı yeni bir yapılanma ortaya konmuştur.

1840'lı yıllarda gerçekleştirilen bu yeni idari yapılanmaya paralel olarak İnegöl' de "Saray-Önü Çayırı" adı verilen mevkide ki bu yer, günümüzde İnegöl Belediye Başkanlığı olarak kullanılan binanın önündeki meydandır. İşte bu geniş alan üzerine; bir "Emnlak-ı Şahane Binası" inşa edilmiştir. Ardından da söz konusu binanın arkasına ve de doğu kısmına, bir diğer ifadeyle, " İnegöl Höyüğü" üzerine Hekim Oğlu Ali Bey tarafından bir mescid yaptırılmıştır ki bu mabed, ağırlık lı olarak, mürekkep yalamış bürokrat kişilerin, devam ettiği bir mabet olmuştur.

"Tarihsel Kimliği Açısından İnegöl ve Noktacı Kasım Efendi" isimli eserimde yer alan 1900 'lü yıllara ait eski bir fotoğrafta Hekim Oğlu Ali Bey Camii'nin yüksek minaresi görülmektedir. Merhum Turgut Canmamaş'ın kaleme aldığı "İnegöl" isimli eserde de "Ali Bey Camii" adı geçmekle birlikte bu cami hakkında her hangi bir detay, verilmemiştir.

1840'lı yıllarda inşa edilmiş olan "Emlak-ı Şahane Binası"nın yerine yeni İnegöl hükümet Konağı yapılırken- muhtemelen- hükümet konağı önünde genişçe bir meydan oluşturulmak amacıyla- söz konusu Hekimoğlu Ali Bey Camii, yıkılmıştır. Bundan sonra; Hekimoğlu Ali Bey Camii'nin üstlendiği diyani hizmet misyonunu, "Eğrek Camii"nin yerine inşa edilmiş olan "Çamaşırlık Camii", üstlenmiştir.

K- HAMİDİYE MAHALLESİ CAMİİ: Sultan I. Abdülhamit devrinde Özi Kalesi'nin düşmesi üzerine Kırım coğrafyasında yaşayan Müslüman tatarlardan bir bölümü, Anadolu coğrafyasına göç etmiştir. Bunlardan bir bölümü, Eskişehir yöresine iskan olunurken bir bölümü de İnegöl'e gelmiş ve Hamidiye Mahallesi'nin çekirdeğini oluşturan "Tatarlık Mahallesi" ni kurmuşlardır.

Daha sonraki yıllarda hem Balkanlardan ve hem de Kafkaslardan gelen göçmeler ile "Tatarlık Mahallesi"nin nüfusu artmış ve Sultan II. Ahbdülhamid adına yapılan cami merkezli yeni bir mahalle oluşmuştur. Bu nedenle "Tatarlık" adının yerini, "Hamidiye " adı, almıştır.

Günümüzdeki Hamidiye Mahallesi Camii, "Altınbaş Hafız "lakabı ile şöhret bulan Hocaköylü Ahmet Çayırlı Hoca Efendi'nin önderliğinde halk tarafından eski mahalle camiinin yerine 1960'lı yıllarda kargir ve de kubbeli olarak inşa edilmiştir.

Ahşap yapılı Eski Hamidiye mahalle Camii' nde olduğu gibi bu günkü Hamidiye Mahalle Camii'nin avlusunda da bir kıraathane binası inşa edilmiştir. Zira, özellikle, mahalle camilerinin müştemilatında caminin girişine yakın bir yerinde "Kıraathane" yapılması, bir gelenek idi. Bu günde İnegöl' de ibadete açık bir çok mahalle camii'nin girişine yakın bir yerde bir kıraathane ve çay ocağı yapma geleneği sürüdürül- mektedir.

L - AV KÖŞKÜ VE SARI CAMİİ: "Sarı Camii", aslında, Sultan Abdülaziz (1861-1876) devrinde Mahmudiye Mahallesi'nde ve Kara Çayır mevkiinde inşa edilmiş olan "Av Köşkü" nün camisidir. Kış mevsimlerinde göl haline gelen bu mevkide avcılar tarafından ördek avı yapılırken eğitilmiş doğan cinsi kuşlar, kullanıldığı için bu yöre, daha sonraki yıllarda "Doğanca" diye anılmaya başlamıştır.

Doğan yavrularına, "Sarı" adı verilmiş olduğundan söz konusu av köşkü camii'ne de "Sarı Camii" adı verilmiştir. Daha sonraki yıllarda av köşkünün çay bahçesinde yer alan ve "Kara Eşekli" lakabı ile şöhret bulan kişi tarafından işletilen çay ocağı, merkez yapılarak kurulan spor kulübüne de "Doğan Spor" adı verilmiştir. Ne hazin bir durumdur ki bu tarihsel yapılar, yol genişletmesi nedeniyle ortadan kaldırılmıştır.

Av Kşkü'nün bahçesi durumunda olan arazi üzerine günümüzde kubbeli görkemli "Hürriyyet Camii", hem Mahmudiye Mahallesi halkına ve hem de Büyük sanayi esnafına hizmet etmek üzere halk tarafından inşa edilmiştir. Hiç şüphesiz halk tarafından inşa edilmiş olan görkemli "Hürriyyet Camii" nin halka açık olması, tahrip edilen tarihi eserin yerini,asla, doldurmaz

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR