İki güzel adam, derin bir sohbet eşliğinde yan yana yürüyordu. İki kadim dost, biri milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy diğeri neyzenlerin şahı neyzen Tevfik. Yürürken Akif'in gözü neyzenin koca paltosundaki (yoksa cübbe mi demeli?) şarap şişesine takıldı. Gülümseyerek dostuna takıldı. -Neyzen, o cebindeki nedir?

Neyzen bir anda kızardı, Akif'in bu konudaki hassasiyetini tabii ki biliyordu. -Su efendim, bir şişe su...

Akif biraz daha üzerine gitti kadim dostunun: -Bana biraz kırmızı gibi geldi bu su. Neyzen bu, kıvrak zekasını hemen konuşturdu. -A efendim sizin yanınızda saygıdan kızarmamak mümkün mü? Biraz kızarmıştır tabii ki zavallıcık.

İki güzel adam, iki kadim dost... Biri dini hassasiyetleri olağanüstü yüksek, İstiklal Marşımızın şairi koca Akif, diğeri koca dünyayı, malı mülkü, şanı şöhreti neyinin ucunda sallayan, ayık kafayla dünyanın kahrını çekemeyen koca Neyzen. Onlar aynı bahçenin iki güzel, muhteşem gülü. Ama şüphesiz renkleri ve kokuları çok farklı. İki güzel adam, yaşarken hayatlarının her karesinde insanlara adamlık, insanlık, vefa ve vatanseverlik dersi verdiler.

Sanki hala biz torunlarına yaşantılarıyla ders veriyorlar. Her türlü farklılığa rağmen bir arada yaşamanın imkanı hatta güzelliği üzerine mesaj vermek istiyorlar. İki büyüğümüzün hatırasını bir de bu ders üzerinden okumak gerekli diye düşünüyorum.

Siz ne dersiniz?

Dr Faruk Öndağ

OĞLUNDAN BABAYA MEKTUP

CANDAŞ YALÇIN TALİPOĞLU

Ne güzel şeydir böyle bir babanın, böyle bir üstadın, böyle bir dostun oğlu olmak... Ne güzel şeydir adının geçtiği her yerde her anda insanların gözlerindeki o sevgiyi, o özlemi, o güzel insanı görmek... ne güzel şeydir seni sevmek ve seni özlemek... Kim ne derse desin senin öğretiğin, istediğin ve sana layık bir evlat olarak yaşıyorum ve yaşamaya devam edeceğim babacım.

Anlamlı sözler yazmak istiyorsun. Anlatmak ne kadar sevdiğini, ne kadar özlediğini... Ama bu kadar çok özlerken cümlelerin sonunu getiremiyorsun bir türlü. Sonra yaşadığın hayata bakıyorsun, Etrafına...

Herkesin ama gerçekten herkesin onu ne kadar sevdiğini, ona ne kadar değer verdiğini ve özlediğini görüyorsun. Artık bir şey söylemen gerekmiyor kimseye... 4 yıl değil 4 ömür geçse de hiç bir zaman alışmayacağım sensizliğe

Işıklar içinde uyu babam.

Seni Seviyorum

03.08.1962-21.03.2017

Tayfun Talipoğlu