"İnsanlara akılları nisbetinde konuşun." (Hadis-i Şerif)

"Oda ne kadar geniş olursa olsun içeriye giren ışık, pencerenin genişliği kadardır." Hz. Mevlana

Aktarmak deyince genellikle aklımıza bir düşünceyi veya fikri karşıdakine iletmek, yöneltmek; onun fikir çerçevesinede aynı fotoğrafı yerleştirmek gelir.

Elbette bu doğrudur fakat burada "yerleştirmek istenen fotoğraf çerçeveye ne kadar uygun?" sorusu kendisini hissettirir.

Yani siz kare biçimdeki çerçeveye yuvarlak kesilmiş bir fotoğrafı uydurabilir misiniz?

Bunun cevabı "hayır" olacağından önümüzdeki sorun, biraz daha somutlaşmış olacaktır ki bu konuda yani karşınızdakinin algı düzeyine göre konuşmak pek önemlidir

Örneğin, hayatı boyunca papatya çiçeğini hiç koklamamış olan bir insana onun kokusundan bahsetmeniz nafiledir.

Çünkü o, çiçeği görmüş fakat koklamamıştır. Bu durumda sizi anlaması epey güçleşecek ve çiçeğin rayihasından bi-haber olacaktır.

Böyle durumlarda muhatabınızın bilgi seviyesine göre konuşmak veya ona fotoğrafı gördüğü kadar anlatmak lazım... Eğer fotoğrafın görünen kısmından yola çıkarsanız size inanması ve kolayca hak vermesi elbette mümkündür.

"Kişinin herhangi bir durum, olay ve tutumla ilgili sahip olduğu bilgi seviyesi veya bakış açısı nasıl?" gibi soruları, aktarım yapmadan evvel gözden geçirmek, tespit ve tahmin etmek şarttır.

Aksi taktirde tıpkı papatya örneğindeki gibi, kişiye hiç bilmediği bir hissiyatı aktarmak anlamsız olacağından iletişimsel anlamda kopmasını da beraberinde getirecektir.

Bu sefer de muhatabınızın olaya bakış açısı üzerinden yola çıkalım. Aktarım yapmadan evvel, bakış açısını tespit etmek isabetli olur.

Tersi durumda olayı savunurken sadece kendini ikna etmiş bilgileri aktarmanın tatminini yaşarsın.

Oysaki bu bilgiler, onun ilgisini ve dikkatini çekmeyeceğinden, ne kadar anlamış gibi yapsa, yine malum olay kafasında kurguladığı gibi şekillenir.

Bu bağlamda toparlayacak olursak kişinin anlayacağı dilden konuşmak, onun bilgi seviyesine ve bakış açısına göre aktarım yapmak, iletişim için en sağlıklı ve başarılı yöntem olacaktır.

Halil Muaz Köseoğlu