Şunu çok iyi duymuşsunuzdur.Yahudilerin ilk emri "Öldürme", Hıristiyanların ilk emri "Sev",İslam'ın ilk emri de "OKU" dur.Ancak gel gör ki Yahudiler tam tersine (hem de vahşice) öldürüyor , Hıristiyanlardan daha çok kindar kimse yok ve Müslümanlar da (istisnalar hariç) okumuyor.

Oysa İslam'ın hem ilk emri "Oku" olması, Kur'an'da ve Hadisi Şerifler de ilim ile ilgili bir çok emirlerin olması İslam'ın ilimsiz anlaşılamayacağını gösteriyor.

Bugün Müslümanların içinde bulunduğu bölünmüşlük ve dağınıklığın temel sebebi ilimden uzaklaşması ve dolayısıyla Kur'an'ı ve Hadisleri doğru anlayamamasından kaynaklanmaktadır.

Kur'an'a baktığımızda ilim ile bir çok ayet bulabiliriz.

-"Sakın cahillerden olma" (En'am,35)

-"Cahillerden yüz çevir"(A'raf,199)

-"Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?"(Zümer,9)

"Allah'tan gerektiği şekilde ancak ilim sahiplerinin korkacağını"(Fatır,28) ifade eden Yüce Rabbimiz "Ey Rabbim, benim ilmimi artır"(Ta-Ha,114) diye dua etmemizi isterken. "iman edenlerle, ilme nail olanların derecelerini Allah'ın yükselteceğini"(Mücadele,11) haber vermektedir.

Yüce Rabbimiz bizlere insanları İslam'a çağırırken bile ilim ve hikmet ile çağırmamızı emretmektedir."Hikmet ve ilim ile daima Rabbinin yoluna çağır"(Nahl,125). Bundan dolayı "Başkalarını hidayete çağıran kimseye kendisine uyanların sevabı gibi sevap verilir. Bununla beraber O'na uyanların sevabından da hiç bir şey eksilmez." (Müslim) buyuran Rasulullah Efendimiz (s.a.v), alimlere şu müjdeyi de vermiştir. "Bir alimin abide üstünlüğü, benim size olan üstünlüğüm gibidir.Yüce Allah, melekleri ,gökler ve yer halkı hatta yuvasındaki karınca ve (denizlerdeki) balıklara varıncaya kadar her şey, insanlara, hayır ve iyilikleri öğretenlere rahmet diler, istiğfar ve dua ederler."(Ebu Davud).

Hz. Ali (r.a.)'nin "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" sözüne uygun olarak alimlerin kıymetini bilen Yavuz Sultan Selim, hocası İbn-i Kemal'in atının ayağından kaftanına sıçrayan çamuru "şeref" olarak kabul etmiş, vefatından sonra bu kaftanın sandukasının üzerine örtülmesini emretmiştir.

Ne yazık ki maddiyatın ve paranın öne çıktığı günümüzde ilme olan sevgi azalmış, okul okumak ve diploma bile iş bulmanın bir aracı haline dönüşmüştür.

Toplumda alimlere yeteri kadar değer verilmeyişi de insanları yine ilimden uzaklaştırmanın bir başka sebebi haline getirmiştir.

İslam aleminde alimler yetişmediği için İslam'ı anlama ve yaşama durumları da karmakarışık hale gelmiştir.Yapılan bir araştırmada sadece Türkiye'de 60 civarında cemaat ve gurup varmış.Bütün bunları yorum farkına bağlayıp işin içinden çıkamayız.Hem nasıl olur da tek bir İslam'dan 60 farklı yorum çıkabiliyor.Kaldı ki bu yorumlar sadece ilmi alanda değil birbirlerini tekfir edecek durumlara ulaşmıştır.

Dolayısıyla:

-Kur'an'ı ve Sünneti doğru anlayan ve anlatan alimlere ihtiyaç vardır.

-Helal ve Haramlara yenilerini eklemeyen alimlere ihtiyaç vardır.

-İslam'ın yasaklamadığı gerçek sanatların önünü açacak alimlere ihtiyaç vardır.

-İslam'ın tavsiye ve teşvik ettiği teknoloji alanında Müslümanların önünü açacak alimlere ihtiyaç vardır.

-İslam dinini hurafeler dininden kurtarıp çağlar üstü din yapacak alimlere ihtiyaç vardır.

-Kur'an kavramlarıyla istediği gibi oynamayan gerçek alimlere ihtiyaç vardır.

-"Takva","Müttaki", "veli (evliya)" v.b kavramların sadece bazılarının özel sıfatları olmayıp bütün mü'minlerin ortak özelliği olduğunu anlatacak gerçek alimlere ihtiyaç vardır.

Ve kısacası "ACELE ALİM ARANIYOR".

Ya değilse şu hadisi şerifin haber verdiği tehlike bizi beklemektedir:" "Şüphesiz ki Allah ilmi insanlardan çekip almaz. Fakat ilmi, alimleri almakla kaldırır. Nihayet hiçbir alim bırakmadığı vakit, insanlar alim yerine bir takım cahiller edinirler. Onlara soru sorarlar.Onlar da İlimsiz fetva verirler. Bu suretle hem kendileri saparlar, hem de başkalarını saptırırlar." (Müslim).