"Andolsun, Sebe' kavmi için oturduğu yerlerde büyük bir ibret vardır. Biri sağda, diğeri solda iki bahçeleri vardı. Onlara: Rabbinizin rızkından yeyin ve O'na şükredin. İşte güzel bir memleket ve çok bağışlayan bir Rab! Ama onlar yüz çevirdiler. Bu yüzden üzerlerine Arim selini gönderdik. Onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı ılgınlı ve içinde biraz da sedir ağacı bulunan iki harap bahçeye çevirdik." Nankörlük ettikleri için onları böyle cezalandırdık. Biz nankörden başkasını cezalandırır mıyız?" (SEBE SURESİ 15-17 )

SEBE HALKI: Ayet-i kerimede geçen 2 bahçe sahipleri Sebe Halkıdır. Milattan önce Yemen'de yaşayan halka ve oranın idarecilerine, Sebe denirdi. Bu konuda İbn Abbas'tan (r.a.) rivayet edilen hadis-i şerif şöyledir:"Bir adam, Peygamber (s.a.v) Efendimiz'e: «Sebe' bir erkek midir, yoksa bir kadın mıdır?» diye sorunca, Efendimiz (s.a.v) ona şu cevabı verdi: «Sebe' aslında bir adamın ismidir. Onun on oğlu dünyaya gelmiş; altısı Yemen'e, dördü Şam'a yerleşip vatan edinmişlerdir."[1]

Sebe Kavminin Hz.Süleyman zamanında da varolduğunu K.Kerim'den öğreniyoruz. K.Kerim'de Hz. Süleyman'ın, tahtıyla birlikte huzuruna getirttiği haber verilen Seba Melikesi Belkıs da onlardan biriydi. Yaşadıkları yer Arabistan'ın güneyinde yeşillik bir coğrafyadır. Günümüzde bu coğrafyaya Yemen diyoruz.

Güzel bir ülkeye sahiptiler. Şehirlerinin yollarında sağlı sollu bahçeler uzanırdı. Ülkeleri iki dağın etrafında yemyeşil ovalarda kurulmuştu. Dağlar arasında sulamada kullandıkları barajları da vardı. Ayette geçen iki bahçenin bu dağların etrafında olduğu söylenir.[2]

Tarla ve bahçelerinden iyi ürün alıyorlardı. Rızıkları boldu. Bunca nimete şükretmeleri gerekirken nankörlük ettiler. Tevhit inancını terk edip putlara tapmaya başladılar.

NEML SURESİ VE SEBE HALKI: Bu durumları Neml Suresi'nde mealen şöyle geçer: "Süleyman kuşları gözden geçirdi ve şöyle dedi: Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı? Ya bana mazeretini gösteren apaçık bir delil getirecek ya da onun canını iyice yakacağım yahut onu boğazlayacağım! Çok geçmeden Hüdhüd gelip: Ben, dedi, senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sebe'den sana çok doğru ve önemli bir haber getirdim. Gerçekten, onlara Sebe'lilere hükümdarlık eden, kendisine her şey verilmiş ve büyük bir tahtı olan bir kadınla karşılaştım. Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş. Bunun için doğru yolu bulamıyorlar. Şeytan böyle yapmış ki göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah'a secde etmesinler."[3] (Yarın devam edecek İnşallah!)


[1] Tirmizi/ Tefsirü'l-Kıır'an

[2] Zemahşeri, III, 255

[3] Neml suresi 20-25