"Bilin ki, 'ganimet olarak ele geçirdiğiniz' şeylerin beşte biri, muhakkak Allah'ın, Resulün, yakınların, yetimlerin, yoksulların ve yolcunundur. Eğer Allah'a, hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği günde (Bedir'de) kulumuza indirdiğimize iman ediyorsanız (ganimeti böyle bölüşün) . Allah, her şeye güç yetirendir." (ENFAL 41)

Kazanılan malın kırkta birinden zekat verilmesini emreden Allah (c.c.) savaşta kazanılan malın da beşte birinin Allah yolunda harcanmasını emretmiştir.

Hoşumuza gitmese de savaş Allah'ın kanunlarından biridir. Allah'ın kanunlarında barış ve huzur esas olsa da, zulmedenlere ve fitne çıkaranlara karşı savaş emredilmiştir.

Savaş Allah'ın kanunlarından biri olduğu için K.Kerim'de savaş hukuku da yer almaktadır. İşte ganimet denilen, savaşta düşmandan elde edilenlerle ilgili bu Ayet-i Kerime bir hüküm koymaktadır.

Allah'ın ganimetler hakkındaki hükmü şudur: "Savaşta, Allah düşmanlarından elde edilen ganimetin beşte biri Allah yolunda değerlendirilecektir."

Allah'ın ganimete ihtiyacı yoktur. Yerde ve göklerde olan herşey zaten Allah'a attir. Ayet-i Kerime'de ganimet paylarında Allah Teala'nin ismi, hürmeten zikredilmiştir.

Ebul Ali'ye, ganimetin beşte birinin de altıya bölündüğünü, bu 6 paydan birinin Allah için ayrılarak, Kabe hizmetlerine harcandığını belirterek demiştir ki: "Resulullah'a (s.a.v) savaş ganimeti getirildiğinde onu beşe böler, dördünü savaşa katılanlara verir, geriye kalan beşte birinin ise üzerine elini koyar ve avucunu dolduracak kadar alır onu Kabeye tahsis ederdi. İşte beşte bir'den Allah'ın hissesine ayrılacak olan bu idi. Geriye kalan kısmı, Resulullah tekrar beşe böler, birini kendisi alır, birini akrabalarına, birini yetimlere, birini yoksullara ve birini de yolda kalmışlara verirdi."

Bu Ayet-i Kerime'nin tefsirinde Alimlerimiz derler ki: "Ganimet beşe ayrılır. Beşte biri, Yüce Allah'ın bu ayette anlattığı kimselere verilir, kamu yararına kullanılır. Geriye kalan da ganimeti elde edenlere dağıtılır."

Beşte birden bir pay, Rasulullah Efendimiz'in (s.a.v) tasarrufuna aittir. Yine beşte birden babalan ölmüş olan yetimlere, ihtiyaç içinde olan fakirlere ve yolda kalmış olan garibanlara pay ayrılır.

Ayet-i Kerime Bedir günü nazil olmuştur. Bedir savaşı'nda Hak ile Batıl karşıya karşıya gelmiş, bu savaşta Allah (c.c.) Hakkı batıldan ayırmıştır. Bu sebeple bu güne "Yevmu'l-I furkan" denilmiştir.

Askerler, savaşta ele geçirdikleri herşeyi, savaştan sonra, komutanlarına teslim ederler. Savaşta elde edilen hiçbir şey saklanmaz. Beşte biri Allah için ayrılırken, geri kalan beşte dördü savaşta görev alanlar arasında dağıtılır.

Savaşta ganimeti kim alırsa alsın, bu onun şahsi malı olmaz. "Ben elde ettim" diye hak eddia edemez. Bu sebeple Resulullah Efendimiz (s.a.v) askerleri ganimet konusunda şu sözlerle uyarmıştır: "Bu ganimetlerin hepsi sizin, yine sizin iyiliğiniz için kullanılacak olan beşte birden başka benim şahsıma ayrılan bir parça yok. Bu nedenle bir iğne veya iplik kadar da olsa bütün ganimetleri getirin. Küçük olsun büyük olsun, hiç birşeyi saklamayın. Çünkü böyle birşey utanç vericidir ve sizi cehenneme götürür."

Resulullah Efendimiz (s.a.v) tüm vaktini Allah yolunda harcadığı için özel bir geliri yoktu.Ailesine bakma konusunda aciz duruma düşmemesi için İslam Hukuku Allah'ın elçisine, ganimetin beşte birinden bir miktar ayırmıştır. Resulullah Efendimiz'in (s.a.v) vefatından sonra bu pay, Ehl-i Beyt'ten ihtiyaç sahiplerine verilmeye devam edilmiştir.

Mücahid demiştir ki: "Resulullah ve Ehl-i beyti, sadaka almaz ve sadaka malı yemezlerdi. Bu sebeple Allah onlara, ganimetin beşte birinin beşte birini tahsis etti."