Dinimizde yetim ve kimsesiz çocuklara kol kanat germek, onların ihtiyaçlarını karşılamak büyük bir sevap olarak kabul edilir. Ancak bu durum, hukuki evlat edinme müessesesi ile karıştırılmamalıdır.
Peki, gönüllü olarak bakımı üstlenilen bir çocuğa zekât verilebilir mi? Din İşleri Yüksek Kurulu'nun açıklamaları ve konuyla ilgili detaylar yazımızda...

Din İşleri Yüksek Kurulu'nun Açıklaması Işığında Zekât ve Evlat Edinme
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 12.07.2017 tarihli açıklamasına göre:
-
Evlatlık Müessesesi ve İslam Hukuku: İslam dini, kimsesiz çocukların bakım ve gözetilmesini teşvik etmekle birlikte, hukuki sonuçlar doğuracak şekilde bir evlatlık müessesesini (soy bağını değiştiren bir evlat edinmeyi) kabul etmemiştir. Bu durum, Kur'an-ı Kerim'deki Ahzâb Suresi'nin 4-5. ayetlerinde de açıkça belirtilmiştir. Yani, evlat edinme, evlat edinen ile evlatlık arasında anne-baba-çocuk (usûl-fürû) ilişkisi doğurmaz.

-
Zekât Verme Durumu: Bu doğrultuda, kişi kendi soyundan gelmeyen ve bakımını gönüllü olarak üstlendiği bir çocuğa, eğer çocuk fakir ise, zekât verebilir. Buradaki kilit nokta, çocuğun zekât alabilecek durumda, yani fakir olmasıdır.
Evlat Edinme ve Zekât Konusunda Bilinmesi Gerekenler
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun açıklaması, İslami açıdan evlat edinme ve zekât konusundaki temel prensipleri net bir şekilde ortaya koymaktadır. İşte bu konuda dikkat edilmesi gereken bazı ek bilgiler ve araştırma sonuçları:
-
Soy Bağı ve Mahremiyet: İslam hukukunda evlat edinme, çocuğun nesebini (soy bağını) değiştirmemektedir. Bu da evlat edinen kişi ile evlatlık arasında kan bağı olan mahremiyet kurallarının oluşmadığı anlamına gelir. Örneğin, evlat edinen bir erkek, evlatlık edindiği kız çocuğu büyüdüğünde ona nikah düşebilir (ancak bu, genel bir kural değildir ve İslam hukukundaki mahremiyet hükümleri çok daha geniştir). Bu ayrım, zekât verme konusunda da belirleyici bir rol oynar. Çünkü zekât, kişinin bakmakla yükümlü olduğu (anne, baba, çocuklar gibi) kişilere verilmez.

-
Zekâtın Amacı: Zekât, İslam'ın beş temel şartından biri olup, toplumda malın adil dağılımını sağlamayı ve fakirlerin ihtiyaçlarını gidermeyi hedefler. Bu nedenle, fakir ve ihtiyaç sahibi herkese, akrabalık bağına bakılmaksızın (ancak bakmakla yükümlü olunan kişiler hariç), zekât verilebilir. Bakımı üstlenilen, ancak hukuken evlat sayılmayan bir çocuğun fakir olması durumunda, zekâtın verilebileceği bu prensiple uyumludur.

-
Manevi Evlatlık ve Sorumluluk: İslam, manevi evlatlık kavramına büyük önem verir. Yetim ve kimsesiz çocuklara sahip çıkmak, onlara eğitim ve yaşam imkanı sunmak, Allah katında büyük bir ecir getirir. Zekât, bu manevi sorumluluğun yerine getirilmesinde bir araç olarak kullanılabilir.
-
Fitre ve Sadaka: Zekâtın yanı sıra, fitre (fıtır sadakası) ve genel sadaka hükümlerinde de benzer bir durum söz konusudur. Bakımı üstlenilen fakir bir çocuğa fitre ve diğer sadakalar da verilebilir.

Evlat edinme dinen biyolojik bağ kurmaz
İslam hukukunda “evlat edinme” kavramı, modern anlamıyla hukuki bir evlatlık ilişkisi oluşturmaz. Kur’an-ı Kerim’de Ahzâb Suresi’nin 4-5. ayetlerinde açıkça belirtildiği üzere, evlatlık edinilen bir çocuğun evlat edinenin soyundan sayılması söz konusu değildir.Zira, evlat edinilen çocuğun kendi çocuğunuz gibi sayılması, İslam hukukuna göre mümkün değildir. ATB
“Allah, bir adamın göğsünde iki kalp yaratmamıştır... Evlatlıklarınızı da (gerçek) babalarınıza nispet edin. Bu, Allah katında daha doğrudur.” (Ahzâb, 33/4-5)

İnanç haberleri için TIKLAYINIZ!
Astroloji ve Rüya haberleri için TIKLAYINIZ!
Kadın Aile haberleri için TIKLAYINIZ!
Kültür Sanat haberleri için TIKLAYINIZ!






