31 Mart seçimleri öncesinde Türkiye'de siyasi atmosfer giderek ısınırken, AK Parti'nin seçimlerden yenilgiyle çıkacağına dair işaretler belirmeye başladı. Son iki haftaya girilirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yakın çevresine yönelik çeşitli girişimlerde bulunarak sonuçları değiştirmeye çalıştığına dair haberler gündeme geldi.
Erdoğan'ın son haftalarda AK Parti'nin Genel Başkanı ve aynı zamanda Türkiye'nin Hazine ve Maliye Bakanı olan Berat Albayrak'ın yakın danışmanı olan Lütfi Elvan'ı, seçim sonuçlarını olumlu etkilemek için harekete geçmeye ikna etmeye çalıştığına dair iddialar ortaya atıldı. Ancak, bu çabaların sonuç getirmediği ve AK Parti'nin beklenenden daha zorlu bir seçim süreciyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor.
Özellikle son dönemdeki ekonomik zorluklar ve yaşanan siyasi gerginliklerin AK Parti'nin seçim kampanyasını olumsuz etkilediği gözlemlenirken, Erdoğan'ın yakın çevresindeki isimlerle yaptığı istişarelerin sonuçsuz kaldığı ifade edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son haftalarda AK Partili milletvekillerini dahi kendi akrabalarını seçim için ikna edemediği yönünde itiraflar geldiği konuşuluyor. Bu durum, AK Parti'nin 31 Mart seçimlerinde karşı karşıya olduğu zorlu mücadeleyi ve seçmen nezdindeki güven kaybını gözler önüne seriyor.
Erdoğan'ın son haftalarda AK Parti'nin seçim kampanyasını canlandırmak ve partilileri motive etmek amacıyla bir dizi miting düzenlediği biliniyor. Ancak, bu çabaların seçim sonuçlarını değiştirmeye yetmediği ve AK Parti'nin seçimde beklenenden daha zor bir durumla karşı karşıya olduğu gözlemleniyor.
Özellikle muhalefet partilerinin bir araya gelerek oluşturduğu ittifakın etkisiyle AK Parti'nin seçim sonuçlarına etkisi büyük gözüküyor. Bu bağlamda, 31 Mart seçimlerinin Türk siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktası olabileceği ve sonuçların ülkenin siyasi geleceğini belirlemede belirleyici olacağı öngörülüyor.
AK Parti'nin seçimlerde oy kaybına uğrama ihtimali son iki haftaya girilirken daha belirgin bir hale gelmeye başladı. Bu durum üzerine parti içinde bir dizi değerlendirme ve hareketlilik yaşanmaya başladı. Bazı parti yöneticileri ve milletvekilleri, oy kaybını durdurmak ve seçim sonuçlarını olumlu yönde etkilemek için ekonomik tedbirler alınması gerektiğini düşünerek Cumhurbaşkanı'na ulaştılar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, seçimlerden kısa bir süre önce Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'le bir görüşme yaptığı öğrenildi. Görüşmede, Erdoğan'ın "Mehmet Bey, emeklilerle ilgili bir şey yapabiliyor muyuz?" şeklinde bir soru yönelttiği belirtildi. Ancak Şimşek'in olumsuz cevap verdiği ifade edildi. Bu durum, AK Parti'nin seçim sürecinde ekonomik tedbirler almak konusundaki isteksizliğini yansıtabilir.
Parti içinde yapılan değerlendirmelerde, seçim sonuçlarının sadece ekonomik faktörlere bağlanamayacağı vurgulanıyor. Parti kurmayları, teşkilatların seçim yorgunluğu, rehavet, aday tespitlerinde yaşanan sıkıntılar gibi faktörlerin de seçim sonuçlarını etkilediğini belirtiyorlar. Ayrıca, sahada sandığa gitmeyecek protestocu seçmenlerin varlığı da dikkate alınıyor. Bu durum, partinin seçmen nezdindeki algısının ve motivasyonunun da önemli bir faktör olduğunu gösteriyor.
AK Parti yöneticileri ve milletvekilleri, kendi çevrelerinde bile sandığa gitme konusunda ikna etmekte zorlandıklarını ifade ediyorlar. Partide gerçekleştirilen toplantılarda, partinin üye sayısının yüksek olmasına rağmen beklenen seçmen desteğinin alınamadığına dair endişeler dile getiriliyor. Bu durum, partinin tabanındaki memnuniyetsizliği ve oy kaybını artırabilecek faktörleri de gözler önüne seriyor.
AK Parti'nin seçim sürecinde karşılaştığı zorluklar ve oy kaybı potansiyeli, parti içinde ciddi bir endişe kaynağı haline gelmiş durumda. Hem ekonomik hem de siyasi önlemlerin alınması ve seçmen nezdindeki algının iyileştirilmesi için hızla hareket edilmesi gerekebilir. Ancak, seçimlere kısa bir süre kala yapılacak hamlelerin etkisi sınırlı olabilir ve AK Parti'nin beklediği sonuçları elde etmesi zorlaşabilir.
