Kar Haddi Tartışmaları: İslâm'da Ticaret ve Piyasa Dinamikleri

Din İşleri Yüksek Kurulu'nun açıklamaları ışığında, bu karmaşık sorulara cevap arıyoruz.

Genç Gazete Dinimize Göre Kâr Ve Zammın Bir Sınırı Var Mı (1)

İslâm'da Kâr Haddi ve Piyasa Şartları

Piyasa Dinamiklerine Yönelik İslâmî Bakış Açısı

İslâm Ekonomisinde, prensip olarak, alışverişler için kesin bir kâr haddi konulmamış olup kâr oranları piyasa şartlarına bırakılmıştır.

Alışverişlerde sabit bir kâr haddi belirlenmemesi ve kâr oranlarının piyasa şartlarına bırakılması, İslâmî öğretilerin temel bir yönünü oluşturuyor. Bu yaklaşım, hem esnek bir ticaret anlayışını hem de piyasa koşullarının doğal akışına saygıyı gösteriyor.

Genç Gazete Dinimize Göre Kâr Ve Zammın Bir Sınırı Var Mı (3)

Fiyatlara Müdahale ve İslâmî Yaklaşım

Hz. Muhammed (s.a.s.), fiyat artışları konusunda kendisine yapılan müdahale taleplerine karşı, piyasa şartlarının arz ve talebe göre şekillendiğini vurgulamıştır. Bu durum, İslâm'ın fiyatlandırma ve piyasa mekanizmalarına karşı baskıcı bir tutum sergilemediğini, doğal ve ahlaki bir yaklaşım benimsediğini göstermektedir. (Ebû Dâvûd, Büyû‘, 51; Tirmizî, Büyû‘, 73).

Genç Gazete Dinimize Göre Kâr Ve Zammın Bir Sınırı Var Mı (4)

Fakihlerin Kâr Haddi Görüşleri

Piyasada suistimaller olduğu, karaborsacıların devreye girerek halkı mağdur ettikleri, özellikle halkın zaruri ihtiyaçları sayılabilecek mallarda aşırı bir şekilde sunî fiyat artışları yaşandığı durumlarda, kamu otoritesinin fiyatlara müdahale yetkisi vardır. Buna narh yetkisini denilmektedir. (Merğinânî, el-Hidâye, 4/378).

Genç Gazete Dinimize Göre Kâr Ve Zammın Bir Sınırı Var Mı (5)

Fakihler, kâr haddinin eşyadan eşyaya değişkenlik gösterebileceğini ve bunun kesin bir sınırla belirlenemeyeceğini ifade etmişlerdir.
Ancak, piyasada suistimal ve karaborsa gibi durumlar karşısında kamu otoritesinin müdahale hakkını kabul etmişlerdir.
Aşırı fiyatlandırmaların belirlenmesinde, günün piyasa şartlarına uygun bilirkişi değerlendirmeleri esas alınır.
Genç Gazete Dinimize Göre Kâr Ve Zammın Bir Sınırı Var Mı (6)
Sonuç olarak; Ekonomik şartları suistimal ederek aşırı fiyat arttırmak, aşırı zam yapmak, fiyat arttırmak için malı depolayıp saklamak, karaborsacılık yapmak, fiyatlarla sürekli oynayarak halkı mağdur etmek, ekonominin bozulmasına sebep olacak ticari faaliyetler içersinde olmak kul hakkıdır. Kul ve kamu hakkı ihlallerine yol açan alışverişler büyük günah olarak kişiye yeter. Devlet bu tür faaliyetlerin önüne geçecek her türlü tedbiri almakla sorumlu ve yetkilidir.
İslam İktisadında kardan önce hak, hukuk ve ahlak esastır. Kira artışlarında, ürün zamlarında, ekonomik faaliyetlerinde, piyasa şartlarını zorlaştıracak faiz  ve aşırı kar elde etme gibi uygulamalarda bulunanlar kul hakkına girdiklerini unutmasınlar.
Hazırlayan: Ayhan Talha Bayraktar

Kaynak: Din İşleri Yüksek Kurulu