Dışarıdan bakıldığında güçlü, sağlıklı ve dimdik duran bir insanın iç dünyasında neler yaşadığını bilebilir miyiz? Bazı yaralar görünmezdir, bazı yıkımlar sessizce ilerler. Tıpkı sağlam görünen bir ağacın içini kemiren kurtlar gibi, insanı da zamanla içten içe tüketen bir şey vardır: Dertler.
Türk atasözleri, kısa ve özlü anlatımlarıyla hayatın gerçeklerini yüzyıllardır ifade eder. "Ağacı kurt, insanı dert yer" atasözü de, insanların yaşadığı sıkıntıların onları içten içe tükettiğini anlatır. Dışarıdan güçlü ve sağlam görünen bir insan, içinde büyüttüğü dertler yüzünden zamanla zayıflayabilir ve çözülebilir.
Bu sözde geçen "kurt", ağaçların içine girerek onları içten içe çürüten böcekleri temsil eder. İnsan için ise bu kurt, dertler, üzüntüler ve kaygılardır. Tıpkı bir ağacın dışarıdan sağlıklı görünmesine rağmen içten içe çürümesi gibi, insan da içine attığı dertlerle yıpranır ve zamanla tükenir.
Atasözü, fiziksel gücün tek başına yeterli olmadığını, insanın ruhsal olarak da sağlıklı olması gerektiğini vurgular. İç dünyasında büyük sıkıntılar biriktiren birinin zamanla ruhen ve bedenen zayıf düşeceğini ifade eder. Bu nedenle, dertlerin ve kaygıların zamanında çözüme kavuşturulması gerektiğini öğütler.
Ayrıca, insanların yaşadığı sorunların gözle görülür olması gerekmediğini, kimi insanların içten içe çöküş yaşadığını anlatan bir mesaj da içerir. Dışarıdan ne kadar sağlıklı ve mutlu görünse de, insanın içinde yaşadığı sıkıntılar fark edilmezse zamanla daha büyük sorunlara yol açabilir. Bu yüzden, insanın kendini sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da koruması ve dertlerini paylaşarak hafifletmesi önemlidir.
