Tüm okullarımızda değerler eğitim denen bir çalışma vardır.Değerler eğitiminin ekim-kasım ayı konularından biri de adalettir.Adalet toplumun oksijenidir.Adalet olmazsa toplum nefes alamaz.

Adaletli olmak,tüm biretlerin sahip olması gereken bir erdemdir.Haksız ve kişisel menfaatleri gözeterek karar vermek adalet terazisini zedeler.Terazinin dengesi bozulunca toplumun da düzeni bozulur.

Kaderde, tasada, sevinçte ortak değerleri paylaşan insanlar topluluk sayılır.Topluluk içinde bireyler güvende değilse,güçlü güçsüzü eziyorsa,haksız olan güçlüler her zaman haklı konuma geliyorsa o toplumda adalet kavramı etkisini yitirir, toplumsal barış bozulur.İnsanlar adaletten beklentilerini karşılayamazlarsa kendi adaletlerini kendileri aramaya başlarlar.Böyle olunca da birlikten,kardeşlikten ve barıştan söz edilemez.Toplumsal barışın temel direği adalettir.

Halk arasında ''Adaletin(Şeriatin) kestiği parmak acımaz.'' diye bilinen bir atasözü vardır.Kanunlar karşısında herkes eşittir.Bu yüzden kanunlara herkesin uyması ve itaat etmesi gerekir.Kanunun verdiği cezaya herkes razı olmak zorundadır.Ancak kararlar adaletli olursa üzülmek ve hayıflanmak olmaz.Herkesin beklentisi adalettir.

Herkes adaletin adaletli tecelli etmesini bekler.Bu olmayınca kararlara itiraz başlar.Adalet dağıtacak makamların önde itaat sonra adalet gibi bir gafletin içine düşerlerse toplumsal barış için çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir.

Öğrenci öğretmenin hep aynı kişilere söz vermesinden adalet duygusu nedeniyle yakınır.Patronun bazı çalışanlarına ayrıcalıklı davranmasından diğer çalışanlar yakınır.Futbolcu,antrenörün ilk onbiri oluştururken antremana bile düzenli gelmeyen oyuncusuna yer vermesinden yakınır.Davalı ve davacı davaya bakan hakimin adil karar vermemesinden yakınır.

Kardeşler,kardeşler arasında ayrım yapan babadan yakınır.Miras paylaşımı adaletli olmazsa miras paydaşları paylaşımdan yakınır.Her türlü mülakatlarda haksız verilen puanlardan diğer paydaşlar yakınır.Her türlü ihalelerde adil olmayan kararlardan diğer paydaşlar yakınır

.Maçlarda haksız verilen kararlardan mağdur paydaşlar yakınır.İş yerlerine sindirmek amacıyla yapılan denetimlerden mağdur olan iş yeri sahipleri yakınır.Yukarıda ne demiştik.Terazinin dengesi bozulursa toplumun da düzeni bozulur demiştik.Öğrenci,kamu çalışanı,işçisi,patronu,iş yeri sahibi,anne,baba,kardeş,futbolcu....bu örnekler saymakla bitmez.O halde toplumsal barışın ön koşulu adalet ve adaletli davranmaktır.

Dinimizde de adalet anlayışı önemlidir.Yüce Allah bir ayet-i kerimede : "Muhakkak, Allah, adaleti, iyiliği, yakınlara yardım yapmayı emreder; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar." (Nahl, 16/90) buyurmuştur.

Toplum içinde yaşayan bizler için ve dinimiz için bu kadar önemli olan bu kavram okullarımızda layıkıyla işlenmelidir.Okul yöneticilerimiz bu çalışmaları bizzat takip etmelidir.Gelecek nesillerin adalet duygusu içinde yetişmesi için elimizden gelen çabayı sarfetmek zorundayız.Küçük masum çocukların büyüdükçe bozulduğunu her fırsatta söyleyip durmuyor muyuz?O halde okullarımızdaki değerler eğitimi çalışmalarını önemsiyor,üst yöneticilerimizin bu çalışmaları takip etmeleri toplumsal bir zorunluluktur diye düşünüyorum.

Ayrıca televizyonlarda değerler eğitimine yer verilmesini önemsiyorum.Ders kitaplarımızın içinde yer almasını önemsiyorum.Bu konuda sorumlulukları olanları göreve davet ediyorum.Bu çocuklar,bu gelecek bizim.Geleceğimizi adaletli yetiştirmek zorundayız.