Açtırma Kutuyu Ne Demek Oluyor?
“Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü” deyimi, dilimize iyice yerleşmiş, ağızdan çıktığı anda ortamı toparlayan, bazen de tansiyonu düşüren, bazen de yükselten bir sözdür. “Açtırma kutuyu” kısmıyla aslında şunu demek ister: “Geçmişi karıştırma, canımı sıkma, susman senin hayrına.” Yani o kutu boş bir kutu değil, açılırsa ortalığa yayılacak çok şey var demektir.
Söyletme Kötüyü Kısmı Neden Uyarı Gibi?
İkinci kısım, yani “söyletme kötüyü”, deyimin bam teli gibi. Bu kısmıyla konuşan kişi aslında karşısındakini açık açık uyarıyor: “Ben susuyorum ama beni konuşturursan hoşuna gitmeyecek şeyler de söyleyebilirim.” Yani deyim, hem sabır sınırında duran birinin son uyarısıdır hem de geçmişin tozlu raflarında kalması gereken şeylerin kurcalanmaması gerektiğini anlatır.
Nerede ve Ne Zaman Kullanılır?
Bu deyim özellikle ağız dalaşlarında, geçmişin kurcalandığı sohbetlerde, eski defterlerin açıldığı anlarda kendine yer bulur. Mesela iki kişi tartışıyorsa ve biri diğerinin geçmişini, özelini, hatalarını hatırlatmaya başlarsa, öbürü artık sabrı taşmak üzereyken bu sözü patlatır: “Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü!”
Deyimin Mecaz Anlamı Neye Karşılık Geliyor?
Bu deyimi mecaz olarak düşündüğümüzde “kutu” insanın içinde tuttuğu, dillendirmediği, unutturmaya çalıştığı şeylerdir. “Kötü” ise bu kutunun içindeki konuşulmamış, bastırılmış, kimsenin duymak istemeyeceği anılar, sırlar ya da gerçeklerdir. Yani her insanın kendine göre bir kutusu vardır. O kutunun kapağı açıldığında işin rengi değişebilir.
Günlük Hayattaki Etkisi Nedir?
Günümüzde ilişkilerde, arkadaşlıkta, hatta sosyal medya yorumlarında bile insanlar çabuk kırılıyor, geçmişe hemen gidiliyor. Bu deyim de tam olarak bu duruma parmak basıyor. İnsanlar bazen bir sözle tetikleniyor ve içlerinde tuttuklarını bir anda ortaya döküyorlar. İşte bu deyim, bu taşmanın önüne geçmek için bir frendir. Bir nevi “Dur, daha fazla zorlama” demektir.
Halk Arasında Nasıl Yorumlanır?
Anadolu’da bu deyimi söyleyen biri genelde sessiz kalmaya çalışır ama karşısındaki kişi haddini aşarsa konuşmak zorunda kalır. Çünkü bu söz, geçmişi açmanın bazen tamir edilemeyecek zararlara yol açabileceğini anlatır. Büyükler arasında bu deyimin ağırlığı çoktur. Bir kere söylendiyse, tartışma orada kesilir, çünkü herkes bilir ki, bu sözle gelen anlatım genelde ciddidir.
Bu Deyimden Alınacak Ders Ne Olabilir?
Aslında bu deyim, insan ilişkileriyle ilgili bir duruş öğretir. Geçmişi kurcalamak, kişisel hesaplaşmaları canlı tutmak yerine, bazı şeyleri susarak geçiştirmenin daha sağlıklı olduğunu anlatır. İnsanlar birbirinin iç dünyasını zorladığında, bazı şeylerin geri dönüşü olmaz. Bu deyim, işte bu noktada bir uyarıdır.
“Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü” bir deyim olarak hayatın tam içinden gelir. İnsanlara karşı saygıyı, anlayışı, geçmişin üzerini örtmeyi değil ama onunla barışmayı öğretir. Bu sözü söyleyen kişi aslında konuşmak istemez, ama konuşturulursa susacak gibi de değildir. Deyim; susmanın bir erdem, konuşmanın ise bazen kırıcı olabileceğini hatırlatır. Ve bu hatırlatma, bugünün dünyasında her zamankinden daha değerlidir.