Ali Ziya Yılmaz yazdı

Yedi Kasım, Pazartesi

Seksen yıllık çile dolu yaşamında

Son nefesini vermeden önce

Son kez tutabildim, Mübarek ellerini!

Gözlerin kapalı

Yüzün ise ay parçasıydı gül Annem!

Tekbirler ve salavatlar

Getirirken başucunda

Evde doktorlar müdahale ettiler sana

İçten ve samimi dualar yükselirken

Sen; ambulansla hastaneye giderken

Sanki bir sıcak bıçakla kestiler kalbimi!

Sanki tek tek kırdılar

Sensiz boş kalan ellerimi!

Hastanede doktor

Başınız sağolsun dediğinde

Sanki başım gövdemden koptu Anne!

Açtığımda yüzünü

Nurdan kandiller yandı gözlerimde!

Öptüm tertemiz alnından

Gül kokan yanaklarından

Yavrum diyemedin Anne!

Doya doya sarılamadım sana

O gece gökyüzüne baktım

Yıldızlar tek tek üstüme düştü Anne!

Sen soğuk hastane morgundayken

Benim bedenim titredi

Üşümedin değil mi Anne?

İlk gecende hakkını helal et Annem!

Sekiz kasım, Salı

Eşim, Yengem ve Kardeşim

Yıkadılar seni, Kefenlediler!

Hazırsın, çok sevdiğin Yaradana kavuşmaya

Salan okunacak minarelerden birazdan

Ne kadar çok seviliyormuşsun Anne?

Duyupta gözyaşı dökmeyen yok!

Evinin duvarında yemlediğin kuşlar,

Bahçede beslediğin kediler bile ağlıyor!

Tanımadığım bir insan

Kaldırımdan geçerken

Bu kalabalık nedir?

Yoksa kuşların Babaannesi mi öldü?

Diye seni soruyor Anne!

O çok sevdiğin bahçende

Dostlarla birlikte bekliyoruz

Helallik almak için

Al yazmalı tabutunla seni!

Hoca soruyor şimdi Anne!

Hakkınızı helal edermisiniz diye?

Ne hakkımız var ki sana?

Varsa hakkımız, sonsuz kere helal olsun

Asıl sen hakkını helal et bize Anne!

Şimdi omuzlardasın!

Ve Musalla taşındasın

Cami dolu, cemaatin ve sevenin çok

Cenaze namazında

Herkes kalpten helallik veriyor sana

Şahitlerin samimi    

Bu onur senin, bu şeref senin Gül Annem! 

Hoca sesleniyor yine!

Ruhuna El Fatiha!

Namazında tutamadım kendimi

Kalbim titredi, Ağladım anne!

Hakkını Helal ettirebildik mi diye?

Mezarlığa doğru giderken

İçim daralıyor, canım sızlıyor Anne!

Ellerimle koydum toprağa seni!

Hoş bir rüzgâr esiyor, Toz duman savuruyor

Havada ağır bir hüzün var

İlk toprağı ellerimle atıyorum

Kürek sesleri salınıyor semaya 

Usulca toprak atıyorlar üzerine

Öylece bakıyorum mezarına anne!

Kur’an seslerini duyuyor musun?

Sanki cennetten okunuyor!

Şimdi üzerinde bir yığın toprak

Topraktan yaratıldık, toprağa gireceğiz

Hükme ram olmuşuz biz

Hepimiz birgün Allah’a döneceğiz!

Yüzüme ikindi güneşi vuruyor

Şimdi, Anadan ayrılma vakti geldi

Ayakta taziye dileklerini alırken

Dua gülleri açıyor bir bir içimden!

Yarab! Annemi Bağışla ve affet

İnşallah! ilk gecesinde, kabirde

Sorgu ve suallere cevap vermesini nasip et!

Kabri, mekânı cennet olsun ilelebet!

Merak ediyorum Anne,

Babamla buluştunuz mu?

Görüşebildiniz mi berzah âleminde?

Şimdi biz sensiz ne yapacağız anne?

Kim tutacak?

Senin gibi sıcacık ellerinle ellerimizi?

Kim başımızı okşayacak?

Kimin dizi, senin ki gibi?

Kim senin gibi içten yavrum diyecek?

Kim senin gözlerin gibi, bakacak gözlerimize?

Kim üşüdüğümüzde?

Senin gibi merhametle örtecek üzerimizi?

Kim hata yaptığımızda?

Senin gibi affedebilecek bizi?

Senin yerini kim dolduracak?

Evlatların olarak seninle gurur duyuyoruz

Senin yolundan, izinden yürüyoruz

Elbet birgün seninle

Cennette buluşacağız biliyoruz

Bil ki; Canım Annem, seni çok seviyoruz

Ne olur İçimizden hiç eksik olma Annem!