Zekât, İslam’ın beş temel şartından biri olup, belli şartları taşıyan Müslümanların mal varlığının belirli bir kısmını ihtiyaç sahiplerine vermesidir. Peki, zekâtlarımızı cami, okul, köprü gibi hayır işlerine veya sivil toplum kuruluşlarına bağışlayabilir miyiz?
Zekâtın sadece fakir ve ihtiyaç sahiplerine mi verilmesi gerekir, yoksa cami, okul, dernek ve vakıflar da bu yardımlardan pay alabilir mi?
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 12 Temmuz 2017 tarihli fetvaları bu soruya netlik kazandırıyor.

Zekâtın verileceği yerler Kur’an ile belirlenmiştir
Zekât doğrudan kişilere verilmelidir
Tevbe Suresi'nin 60. ayetinde zekâtın verileceği sekiz sınıf açıkça belirtilmiştir. Bu sınıflar içinde doğrudan bireyler yer almakta, tüzel kişiliklere (STK, vakıf, cami vs.) doğrudan yer verilmemektedir.
Bu bağlamda, Hanefî mezhebine göre zekât, yol, köprü, okul gibi hayır işlerine harcanamaz. Çünkü bu gibi harcamalarda temlik yani malın mülkiyetinin fakire devri gerçekleşmemektedir.
STK’lar sadece aracı olabilir
Kur’an’da belirlenen fakir ve ihtiyaç sahiplerine ulaşma niyetiyle hareket eden sivil toplum kuruluşları, zekât toplama ve dağıtma işinde sadece “vekil” konumunda olabilir.
Yani, bu kurumlara zekât vermek caizdir ancak bu, doğrudan fakire ulaştırılmak şartıyla mümkündür. Bu kurumların zekâtı başka alanlarda kullanmaları durumunda, yapılan yardım zekât olarak sayılmaz.
“Bu esas gözetilmeksizin zekât niyeti ile yapılan ödemeler zekât yerine geçmez.” – Din İşleri Yüksek Kurulu
Vakıf ve dernekler sağlık hizmeti veriyorsa ne olacak?
Tedavi hizmeti sunan kurumlara vekâletle zekât verilebilir
Zekâtın bir şarta bağlı olarak STK’lar vasıtasıyla verilmesi mümkün. Eğer bu kurumlar, sadece fakirlere sağlık hizmeti veriyor ve zekâtları temlik şartına uygun olarak bireysel hastalara tahsis ediyorsa, bu durumda zekât geçerli olur. Bunun için de hem kuruma hem de yöneticilere güven esastır.
Fakir olmayanlar yararlanıyorsa zekât olmaz
Kuruluşlar, eğer tedavi hizmetlerinden sadece fakir olanları yararlandırıyorsa bu caizdir. Ancak, zengin veya durumu iyi olan bireylerin de bu hizmetlerden faydalanması halinde, bu giderler zekât parasıyla karşılanamaz.
“Fî Sebîlillâh” ifadesi neyi kapsar?
Hayır kurumları “fî sebîlillah” kapsamına girmez
Kur’an’daki zekât ayetinde geçen “Allah yolunda” anlamına gelen “fî sebîlillah” ifadesi, fakihlerin büyük çoğunluğu tarafından; ilim talebeleri, askerler, hac yolcuları gibi bireysel çaba sarf eden kimseler olarak yorumlanmıştır. Dolayısıyla, camiler, Kur’an kursları, vakıflar, okullar gibi kurumların bu kapsamda değerlendirilmesi çoğunlukla kabul edilmemiştir.
Zekât yalnızca hak sahiplerine temlik ile verilir
Fakir bireylere mülkiyet devri olmadan yapılan yardım zekât sayılmaz. Bu nedenle zekât paralarıyla okul inşa etmek, cami ışıklarını finanse etmek, dernek kirası ödemek gibi uygulamalar zekât hükmüne uymamaktadır.
STK'lara zekât ancak doğru usulle verilebilir
Sivil Toplum Kuruluşlarına Zekât Verilmesi Şartları
Sivil toplum kuruluşlarına zekât verilmesi, doğrudan değil, belirli şartlar altında mümkündür. İşte Din İşleri Yüksek Kurulu'nun bu konudaki açıklamaları ve dikkat edilmesi gerekenler:
-
Aracılık Etme Yetkisi: Hayır kurumları ve sivil toplum kuruluşları, zekâtı doğrudan harcama yetkisine sahip değildir. Ancak, toplanan zekâtları Kur’an'da belirtilen fakir ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için bir "aracı" konumunda olabilirler. Bu durumda, zekât verecek kişi, kuruluşu zekâtı ulaştırması için vekil tayin edebilir.
-
Temlik Şartı: Zekâtın geçerli olabilmesi için "temlik" şartının yerine getirilmesi gerekir. Temlik, malın mülkiyet hakkını bir başkasına devretmek anlamına gelir. Sivil toplum kuruluşları, zekâtı fakirlere temlik etmek üzere toplayıp, güvenilir yöneticiler aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırırsa bu şart sağlanmış olur.
-
Doğrudan Harcama Yasağı: Zekâtı hak sahiplerine ulaştırmayıp, kendi genel giderleri (inşaat, aydınlatma, büro masrafları gibi) için kullanan kuruluşlara zekât verilmez. Bu tür kuruluşlara destek olmak için zekât dışında gönüllü yardımlar yapılmalıdır.
-
Sağlık ve Tedavi Masrafları: Fakir ve yoksul kimselerin tedavi masraflarını karşılayan vakıf ve derneklere, eğer zekâtı hak sahiplerine temlik etmek üzere vekâlet almışlarsa zekât verilebilir. Ancak, tedavi gören kişi fakir değilse, o kişi için zekât harcaması yapılamaz. Küçükler için zekât alabilmek için velilerinden vekâlet alınması şarttır.
-
Denetim ve Güvenilirlik: Zekât ve fıtır sadakası toplayan kurumların her açıdan güvenilir olması ve toplanan paraların başka işlere harcanmaması için gerekli denetimlerin yapılması büyük önem taşır.
Zekat İhtiyaç Sahipleri İçindir
-
Zekât ve fıtır sadakası, Kur'an-ı Kerim'de belirtilen sekiz sınıfa (fakirler, miskinler, borçlular, yolda kalmışlar, vs.) verilmelidir.
-
Sivil toplum kuruluşları, zekâtı doğrudan harcayamazlar. Ancak, zekâtı ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için bir aracı olarak görev yapabilirler.
-
Zekât verilecek kuruluşun, zekâtları temlik etmek üzere yani ihtiyaç sahiplerinin mülkiyetine geçirmek üzere topladığına ve güvenilir olduğuna emin olunmalıdır.
-
Kuruluşun, zekâtları kendi genel giderleri için kullanması durumunda zekât geçerli olmaz. Bu tür kuruluşlara zekât dışında gönüllü bağışlar yapılabilir.
-
Cami, okul, köprü gibi hayır işleri için zekât verilemez, çünkü bu harcamalar temlik şartını sağlamaz.
-
Sivil toplum kuruluşları aracılığıyla tedavi masrafları karşılanan fakirler için zekât verilebilir.
Zekâtınızı bağışlarken, paranın doğru kişilere ulaştığından emin olmak için araştırmanızı iyi yapmalı ve güvenilir kuruluşları tercih etmelisiniz. Zekât ibadetinin en temel gayesi, fakirlerin ihtiyaçlarını doğrudan karşılamaktır. ATB

İnanç haberleri için TIKLAYINIZ!
Astroloji ve Rüya haberleri için TIKLAYINIZ!
Kadın Aile haberleri için TIKLAYINIZ!
Kültür Sanat haberleri için TIKLAYINIZ!









