Türk Lirası'nın değeri ve, yaklaşmakta olan iki kritik tarihle birlikte daha odak noktası haline geldi.
Merkez Bankası'nın faiz kararlarıyla ve Enflasyon Raporu, ekonominin geleceği adına belirleyici olacak. İki önemli açıklama, yatırımcılar ve ekonomistler tarafından yakından takip ediliyor.
Küresel ekonomik koşullar ve Orta Doğu'da giderek artan gerilimler, Türk Lirası üzerinde baskı oluşturmaya devam ederken, yatırımcıların gözleri 26 Ekim ve 2 Kasım tarihlerine çevrilmiş durumda.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 26 Ekim tarihinde yapılacak toplantıda önemli bir faiz kararı alınmış olacak. Bu karardan sonra, bütün dikkatleri 2 Kasım'daki TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın sunacağı Enflasyon Raporu'na yönelmiş olacak.
Geçmiş dönemde yapılan faiz artırımları
2023 yılının Haziran ayından itibaren, TCMB'nin almış olduğu faiz artırımı kararları dikkate alarak. Haziran ayında 650, Temmuz'da 250, Ağustos'ta 750 ve Eylül ayında 500 baz puanlık artışlarla birlikte, haftalık repo faizi yüzde 8.50'den yüzde 30'a çıkarıldı. Bu artışlar, ekonominin stabilitesi için atılmış en önemli adımlar olarak görülüyor.
Faiz kararına dair beklentiler
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısında, ekonomistlerin büyük bir kısmı faiz oranları 500 baz puan artırılarak yüzde 35'e kadar yükseltileceği konusunda hemfikir. Bu, mevcut ekonomik şartlar ve enflasyonla mücadele kapsamında kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
Enflasyon raporu ve potansiyel etkileri neler?
2 Kasım'da açıklanacak olan Enflasyon Raporu, TCMB'nin 2024 yıl sonu enflasyon tahminlerinde herhangi bir revizyon yapılıp yapılmayacağını yönelik gösterecek. Bu rapor, piyasalar olmak üzere faiz oranları üzerinde belirleyici olacak ve önümüzdeki ayda atılacak yeni adımların sinyallerini verecek.
Uzman görüşleri ve faiz politikaları
Tacirler Yatırım Ekonomisti Ekin Çınar, 26 Ekim'deki toplantıda politika faizinin 300 baz puan artırılmasını yönelik ve yüzde 33 seviyesine çekilmesini beklediklerini söylüyor.
Çınar, 2024 yıl sonu enflasyon tahminlerinde olası bir yukarı yönlü revizyonun, Kasım ayı toplantısında faiz oranlarında benzer bir ayarlama yapılmasına yol açabileceğinin altını bir kez daha çiziyor.
