Aşırı terleme, tıbbi adıyla hiperhidroz, birçok kişinin günlük yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir sorundur. Bu durum, sosyal ilişkilerden iş hayatına kadar geniş bir yelpazede rahatsızlık uyandırabilir. Peki, ter bezlerinin alınması bu sorunu çözmek için uygun bir yöntem midir? Bu işlemin riskleri var mıdır ve nasıl gerçekleştirilir?

Ter Bezlerinin Alınması Nedir Ve Nasıl Yapılır?
Ter bezlerinin alınması veya aşırı terlemenin cerrahi tedavisi, genellikle Endoskopik Torakal Sempatektomi (ETS) adı verilen bir yöntemle gerçekleştirilir. Bu prosedür, özellikle el, yüz ve koltuk altı bölgelerindeki aşırı terleme sorununu gidermek amacıyla uygulanır.
ETS Ameliyatı Nasıl Gerçekleştirilir?
- Genel Anestezi: Hasta, operasyon sırasında herhangi bir rahatsızlık hissetmemesi için genel anestezi altına alınır.
- Küçük Kesiler: Göğüs bölgesinin her iki yanına, koltuk altına yakın bölgelerde yaklaşık 0,5-1 cm'lik küçük kesiler yapılır.
- Kamera ve Aletler: Bu kesilerden ince bir kamera (endoskop) ve cerrahi aletler yerleştirilir. Kamera, cerrahın sempatik sinir zincirini net bir şekilde görmesini sağlar.
- Sempatik Sinirlerin Kesilmesi veya Klipslenmesi: Aşırı terlemeye neden olan sempatik sinirler, uygun seviyede kesilir veya titanyum klipslerle bloke edilir.
- İşlemin Tamamlanması: Her iki taraf için de aynı işlemler yapıldıktan sonra kesiler kapatılır ve operasyon sonlandırılır.
Bu işlem, genellikle 30-60 dakika arasında sürer ve minimal invaziv bir yöntem olduğu için hastalar kısa sürede günlük yaşamlarına dönebilirler.

Ter Bezlerinin Alınmasının Olası Riskleri ve Yan Etkileri
Her cerrahi müdahalede olduğu gibi, ter bezlerinin alınması işleminin de bazı riskleri ve yan etkileri bulunmaktadır. Bu nedenle, işlem öncesinde bu konular hakkında bilgi sahibi olmak önem arz eder.
Olası Riskler Ve Yan Etkileri Nelerdir?
- Kompansatuvar Terleme: Ameliyat sonrasında, vücudun diğer bölgelerinde (sırt, karın, bacaklar gibi) artan terleme görülebilir. Bu durum, hastaların yaklaşık %50-60'ında ortaya çıkabilir ve bazı kişilerde rahatsızlık verici olabilir.
- Horner Sendromu: Nadir de olsa, göz kapağında düşme, göz bebeğinde küçülme ve yüzün bir tarafında terlemenin azalması gibi belirtilerle karakterize edilen Horner Sendromu gelişebilir.
- Sinir Hasarı: Cerrahi işlem sırasında sinirlerde hasar meydana gelebilir. Bu da kalıcı his kaybına veya diğer nörolojik sorunlara yol açabilir.
- Enfeksiyon ve Kanama: Her cerrahi operasyonda olduğu gibi, enfeksiyon ve kanama riski bulunmaktadır.
Bu riskler nedeniyle, ter bezlerinin alınması işlemi öncesinde detaylı bir değerlendirme yapılmalı ve diğer tedavi seçenekleri göz önünde bulundurulmalıdır.

Cerrahi Dışı Alternatif Tedavi Yöntemleri
Cerrahi müdahale öncesinde veya cerrahiye alternatif olarak düşünülebilecek çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır.
Alternatif Tedavi Yöntemleri:
- Topikal Antiperspirantlar: Alüminyum klorür içeren ter önleyici ürünler, ter bezlerini tıkayarak terlemeyi azaltabilir. Ancak, bu ürünler ciltte tahrişe neden olabilir ve etkileri geçicidir.
- İlaç Tedavisi: Ağız yoluyla alınan bazı ilaçlar, sinirlerin ter bezlerine gönderdiği sinyalleri bloke ederek terlemeyi azaltabilir. Ancak, bu ilaçların ağız kuruluğu, bulanık görme ve mesane problemleri gibi yan etkileri olabilir.
- Botulinum Toksini (Botoks) Enjeksiyonları: Özellikle koltuk altı, avuç içi ve ayak tabanındaki aşırı terleme için kullanılan bu yöntem, ter bezlerine giden sinir sinyallerini geçici olarak bloke eder. Etkisi genellikle 6-12 ay sürer ve sonrasında tekrarlanması gerekebilir.
- İyontoforez: Ellerde ve ayaklarda uygulanan bu yöntemde, düşük seviyeli elektrik akımı kullanılarak ter bezlerinin aktivitesi azaltılır. Ancak, düzenli seanslar gerektirir ve etkisi geçicidir.

Aşırı terleme, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir durumdur ve tedavi seçenekleri kişiye göre değişiklik gösterebilir. Ter bezlerinin alınması veya sempatik sinirlerin kesilmesi işlemi, diğer tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığı durumlarda düşünülebilecek bir seçenektir. Ancak, bu işlemin riskleri ve yan etkileri göz önünde bulundurularak, mutlaka deneyimli bir uzmanla görüşülmeli ve kapsamlı bir değerlendirme yapılmalıdır.
Cerrahi dışı yöntemler de etkili olabilir ve öncelikli olarak denenmesi önerilir. Her durumda, tedavi planı kişiye özel olarak belirlenmeli ve sürecin uzman doktorlar tarafından takip edilmesi sağlanmalıdır.




