RESULULLAH'IN (S.A.V) GECE NAMAZI: Sa'd İbn Hişam anlatıyor; "Ben, Hz.Aişe'ye; Ey mü'minlerin annesi, bana Rasulullah'ın ahlakından haber ver, dedim. Hz. Aişe: Sen Kur'an okumaz mısın? dedi. Ben; evet, okurum, dedim. Hz. Aişe dedi ki: İşte Rasulullah'ın ahlakı Kur'an idi. Ben, kalkmak istedim, sonra Rasulullah'ın (s.a.) gece namazı aklıma geldi. Ona; Ey mü'minlerin annesi Rasulullah'ın (s.a.) gece namazı hakkında bana bilgi ver, dedim. O; Müzzemmil suresini okumaz mısın? dedi. Ben; evet okurum, dedim. O; bu surenin başında Allah Teala geceleyin namaz kılmayı farz kılmıştır. Rasulullah ve ashabı bir yıl boyunca geceleyin kıyama durdular, nihayet ayakları şişti. On iki ayın sonunda Allah bu emrini sona erdirdi ve bu surenin sonunda hafifletici hükmü indirdi. Gece namazı önce farz iken sonra nafile oldu. Dedi. Ben kalkmak istedim, ancak Rasulullah'ın (s.a.) vitir namazı aklıma geldi. Ey mü'minlerin annesi, peygamberin vitrini bana bildir, dedim. Hz. Aişe dedi ki: Biz, onun misvakini ve abdest için suyunu hazırlardık. Allah Teala geceleyin onu dilediği bir müddet uykudan sonra uyandırırdı. O kalkar, misvaklenir, sonra abdest alır, sonra Vitir namazı kılardı. Rasulullah (s.a.v) geceleyin namaz kılmaktan O'nu uyku, hastalık veya ağn onu alıkoyduğu zaman gündüz on iki rek'at namaz kılardı." dedi."[1]

Hz. Aişe (r.a.) annemiz gece namazı ile ilgili şunu da anlatmışlardır: "Ben, Hz. Peygamber için geceleyin üzerinde namaz kılınacak bir hasır hazırlıyordum. Halk bunu duyunca mescidte gece toplandılar. Rasulullah (s.a.v) bu durumu hoş karşılamadı. Çünkü geceleyin ibadet yapmanın onlara farz kılınmasından korkmuştu ve dedi ki: "Ey insanlar; amellerden gücünüzün yettiğini omuzlayın. Çünkü siz yapmaktan bıkmadıkça Allah Teala sevab vermekten bıkmaz. Amellerin en hayırlısı da üzerinde devam edilenidir."[2]

RESULULLAH'A (S.A.V) FARZ, ÜMMETİNE SÜNNET: İbn Abbas'ın haber verdiğine göre: "Gece ibadeti, Rasulullah'ın (s.a.v) Ashabından kaldırıldı ve bunu yapmak onlar için nafile ibadet oldu. Fakat Rasulullah (s.a.v) için farz olarak kaldı."[3] Teheccüt'ün Resulullah Efendimiz'e farz olduğu hükmü, şu ayet-i kerimeden anlaşılmaktadır: "Gecenin bir kısmında da sana has ibadet olmak üzere Kur'an ile gece namazı kıl."[4]

Resulullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki: Size nafile olan üç şey bana farzdır: Vitir, misvak ve gece namazı"[5]

Rivayetlere göre: "Onlar gecenin az bir kısmında uyurlardı. Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi."[6] ayet-i kerimeleri nazil olduğunda Müslümanlara bütün geceyi kıyam, namaz ve ibadet ile geçirmeleri emrolunmuştu ve bu bazılarına ağır geliyordu. Mesela Ebu Zerr, bir asaya dayanmak zorunda kalıyordu. Bu şekilde iki ay kaldılar, iki ay sonra onlara geceleri ibadetle geçirme konusunda ruhsat tanıyan "Ondan kolayınıza geleni okuyun." ayet-i kerimesi nazil oldu." [7]

Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Birbirinize selam veriniz, yemek yediriniz, geceleyin insanlar uyurken namaz kılınız ki selametle cennete giresiniz."[8]

"Ramazandan sonra en kıymetli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farz namazlardan sonra en kıymetli namaz, gece kılınan namazdır." [9] (YARIN DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)


[1] Ahmed b. Hanbel, Müsned V, 163.. Müslim, Müsafirin 39; Ebu Davud, Tatavvu' 26; Nesai, Kıyamu'l-leyl 2; Darimi, Salat 165; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 54, 91, 188, 216

[2] İbn-i Kesir

[3] Müslim, Salatu'l-Müsafirin, 139; Ahmed ibn Hanbel, Müsned, VI,54; İbn Kesir

[4] İsra 79

[5] Taberani, III, 315 /el-Beyhak?, VII, 39

[6] Zariyat suresi17-18

[7] Müzzemmil suresi 20/Alusi, Esbab-ı Nüzul XXVII,8./Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul,

[8] Tirmizi, Et'ıme 45

[9] Müslim, Sıyam 202