1931'de Bursa'nın Tophane'de doğması doğan Zeki Müren, müzik performansı olan çocukluk evrelerinden itibaren gösterdi. Babası Kaya Müren, oğlunun müzik yeteneğini fark edip destekledi. Dedesi Mehmet Efendi ise hafızdı.
Müren, gençlik yıllarında evdeki plaklardan etkilenerek Müzeyyen Senar ve Münir Nurettin'in şarkılarını dinledi. 1946'da besteler yapılmaya başlandı ve 1949'da ilk şarkısını besteledi. 1950'de İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'ne girdi ve aynı yıl İstanbul Radyosu'nda farklı olarak çalışmaya başladı.
1951'de radyodaki canlı performansıyla büyük ilgi gördü ve müzik kariyerinde yükseliş gösterdi. 1954'te ilk filmi "Beklenen Şarkı"yı çekti. 1955'te "Manolyam" adlı parçasıyla Türkiye'de ilk defa verilmeye başlanan "Altın Plak Ödülü"nü kazandı. Askerlik görevini 1957-1958 yıllarında yaptı.
Müren, sahne gösterileriyle tanındı ve "sanat güneşi" olarak anılmaya başlandı. 1965'te "Bıldırcın Yağmuru" adıyla bir şiir kitabı yayımlandı. 1980 ve 1983'te kalp krizleri geçirdi. 1984'te Bodrum'da son konserini verdi.
24 Eylül 1996'da bir TV programı sırasında kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Ölümünden sonra Bodrum'daki evi müzeye dönüştürüldü. Emirsultan mezarlığında defnedildi.
Müren'in müzikal tarzı ve performansı, Osmanlı döneminde gelen "hünsa" tabiriyle benzeşiyor ve ara-cinsiyetlerin temsili olarak görülüyor.
Zeki Müren, hayatı boyunca yalnızlık ve ıstırabı şu sözlerle dile getirdi: "Yedi yaşımdan beri anne yemeğinden, ailesinden, akraba yakınlığından yoksun, yapayalnız bir insanım ben."