Bursa’nın dağ ilçelerinden Büyükorhan’da yaklaşık 400 yıl önce yapıldığı tahmin edilen Tahıl Hanı’nda tarihi bir yenilik yaşandı. Yüzyıllardır kavurma geleneğiyle bilinen handa, ilk kez cağ döner servisine başlandı.
10 binden fazla nüfusa sahip Büyükorhan’da yüzyıllardır kurulan “Cuma Pazarı”, canlı hayvan pazarı ve Tahıl Hanı ile bölgenin önemli ticaret merkezleri arasında yer alıyor. Canlı hayvan ve hububat ticaretinin yapıldığı pazara gelenler, yıllardır Tahıl Hanı’ndaki lokantalarda kavurma ve ciğer yiyerek bu geleneği sürdürüyor.
Ahşap yapısıyla dikkat çeken tarihi handa bugün de odun ateşinde kuzu ve oğlak eti kavurması yapılıyor. Bölgenin meralarında yetişen hayvanların doğal etleriyle hazırlanan yemekler, pazara gelenlerin uğrak noktası olmayı sürdürüyor. Büyükorhan’da hayvancılıkla uğraşan bir aile ise farklılık oluşturmak amacıyla handa ilk kez cağ döner yapmaya başladı.
Kıpçak Türklerine ait bin yıllık bir kültür olarak bilinen cağ kebabı, dağ yöresinde merada beslenen kuzuların etlerinden hazırlanarak misafirlere sunuluyor. Tahıl Hanı’ndaki 8 lokantadan birinin sahibi Ali Özkan, handa uzun yıllardır hububattan canlı hayvana birçok ürünün alınıp satıldığını belirterek, “Buraya gelenler karınlarını doyursun diye yemek hizmeti de sunulmuş. Saç kavurma, güveç, köfte ızgara yapılıyor. Hepsi küçükbaş hayvan etinden pişiriliyor.” dedi.
Hayvancılıkla uğraştıklarını ve kendi yetiştirdikleri küçükbaş hayvanların etinden kavurma yaptıklarını anlatan Özkan, “Burası bir kültürün adresi. Uzun yıllardır devam eden geleneği ayakta tutuyoruz. Şap hastalığı nedeniyle hayvan pazarı kapatılınca müşterimiz azaldı ancak normalde burada adım atacak yer olmazdı. Sadece turist ağırlıyoruz, hayvan alım satımına gelen olmayınca eski yoğunluk kalmadı burada” diye konuştu.
Pazara gelenlerin kuzu kavurmayı sıkça övdüğünü belirten Özkan, porsiyon eleştirilerine ilişkin ise “Çay tabağında porsiyonlar olduğunu söyleyenler oldu. Metal düz tabak olduğundan öyle geliyor ama tabağa döktüğümüzde porsiyonun miktarı daha net ortaya çıkıyor. Yani az değil porsiyonlarımız doyurucu” ifadelerini kullandı.
Küçükbaş hayvan yetiştiricisi ve lokanta işletmecisi İsmail Kutlu da yaklaşık 400 yıllık handa farklı bir lezzet sunmak istediklerini belirterek, Yusufeli’nden 40 yıllık cağ döner ustası getirdiklerini söyledi. Kendi yetiştirdikleri kuzuların etlerini kullandıklarını aktaran Kutlu, “Ağır kış şartları oluşmadığı sürece yem kullanmayız hayvanlarımızda. Hepsi dağda, bayırda, merada beslenir. Kekik, nane, ot ne bulurlarsa doğal beslenirler. O yüzden etimizin lezzetinde de iddialıyız; hem doğal hem organiktir. Bu han yüzlerce yıllık bir kültürü temsil ediyor. Biz de buraya ünü yurt dışına taşmış cağ kebabı getirdik. Farklı olunca ilgi de görüyoruz. Şap nedeniyle kapatılan pazar açılsa daha güzel olacak işlerimiz.” dedi.
