İlçeyi doğal, kültürel ve tarihi değerleriyle geleceğe taşımayı hedefleyen Mudanya Belediyesi, Myrleianın sahip olduğu tarihî değeri, ilgili kurul ve kurum müdürlerine tanıttı. Myrleia Antik Kentinin Turizme Kazandırılması Projesi kapsamında Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin Myrleianın kuruluşu, antik kentin yayıldığı alan, tarih ve kültür turizmine katkısını anlatan bir sunum yaptı. Montania Otelde düzenlenen toplantıya, Mudanya Kaymakamı Faik Oktay Sözer, Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Gedik, Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürü Erdal Çetindağ, Bursa Müze Müdürü Çiğdem Durakoğlu, Bursa Rölöve ve Anıtlar Müdürü Aylin Kırlangıç, ÇEKÜL Vakfı Başkan Yardımcısı Mimar Mithat Kırayoğlu, Emekli Müze Müdürü Öcal Özeren ile belediye birim müdürleri katıldı. Sunumun ardından ilgili kurumların müdürleri ile Ömerbey Mahallesinde Hisarlık mevkii olarak anılan bölgede bulunan antik kente inceleme gezisi yapıldı. Helenistik ve Roma dönemine tarihlenen antik kentte bulunan mozaikler, inceleme gezisinde bulunan kurul müdürlerinin takdirini topladı. Sözer, Mudanyanın turizm potansiyelinin yapılacak olan çalışmayla artacağını belirtirken, Türkyılmaz, Yalnızca Bursa değil, bütün insanlığın değerlerinden biri olan Myrleiayı geleceğe hep birlikte, sizlerin de desteğiyle taşıyacağız. Tek bir gayemiz var. Bu değer yok olmasın, el ele vererek insanlığa, kültür ve tarihe Myrleiayı kazandıralım. Geleceğe tarihi bir imza atalım diye konuştu.
Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 2015 tarihli kararı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izni ile Bursa Müzeler Müdürlüğü uzmanları tarafından yürütülen sondaj kazılarında elde edilen veriler ışığında Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin tarafından sondaj raporunda bölgede pişmiş toprak künklerden oluşan su sistemleri, cadde ve sokakların altına döşenen atık su sistemleri ile tam anlamıyla antik kentin dokusunun bir bölümü açığa çıkartıldığı belirtilmişti. Yine aynı kazı raporlarında, çanak çömlek kırıkları açığa çıkarılan bölümün Helenistik ve Roma dönemlerine tarihlendiği ifade edilmişti.