Namaz, İslam'ın temel ibadetlerinden biri olup, akıl sağlığı yerinde olan ve ergenlik çağına ulaşmış her Müslüman için farzdır.
Ancak belirli durumlarda bu yükümlülükler hafifleyebilir veya tamamen ortadan kalkabilir. İşte namaz ibadetinin ne zaman ve hangi hâllerde düşebileceğine dair detaylar:
Akıl ve Ergenlik Şartı Namazın Yükümlülük Eşiğidir
Akıl sağlığı olmayanlar namazla mükellef değildir
İslam’a göre namaz, akıl sağlığı yerinde ve ergenlik çağına ulaşmış her Müslüman’a farzdır. Bu iki temel şarttan biri eksikse kişi namazla sorumlu tutulmaz.
Hz. Muhammed (s.a.s), “Üç kişiden kalem kaldırılmıştır: Uyumakta olandan uyanana kadar, çocuktan büluğa erinceye kadar, aklı yerinde olmayandan akıllanana kadar.” (Ebû Dâvûd, Hudûd, 16; İbn Mâce, Talâk, 15) buyurarak bu durumu netleştirmiştir.
Hastalık hâlinde durum değişkenlik gösterir
Hanefî mezhebine göre, bedeni o kadar güçsüz düşmüş bir hasta ki başını dahi oynatamıyor, sadece gözleriyle bile ima edemiyorsa; bu kimse namazla mükellef sayılmaz.
Eğer bu hâlde vefat ederse, kılamadığı namazlar sebebiyle borçlu sayılmaz. Ancak iyileşirse ve kaçırdığı namazlar bir günlük vakti geçmiyorsa kaza etmesi gerekir. Beş vakti aşan sayıdaysa, sahih görüşe göre bu kimseye kaza da gerekmez.
Baygınlık hâlinde namaz borcu yoktur
Bayılmak da hastalık kapsamında değerlendirilir. İmam Şâfiî’nin görüşüne göre, baygınlık bir namaz vaktini tam olarak kapsarsa, bu durumda da kaza gerekmez.
Ancak baygınlık süresi ve sonrası dikkate alınarak durum değerlendirilmelidir.
Yatalak hastaların namaz yükümlülüğü nasıl olur?
Yatalak bir Müslüman, eğer abdest alamıyor ve yardım edecek kimsesi yoksa, teyemmüm için yanına tuğla, taş veya benzeri bir şey alabilir.
Kıbleye yönelmesi de mümkün değilse, bulunduğu konumdan kıbleye çevirebildiği kadar döner ve îma ile (göz veya kaş hareketiyle) namazını kılar. Yani kişi hiçbir şekilde ibadeti ihmal etmeden kendi durumuna göre uygulamalıdır.
İma ile dahi namaz kılamayacak durumdaysa...
Hasta kişi ne abdest alabiliyor, ne teyemmüm edebiliyor, ne de bu işlemleri yapacak birini bulabiliyorsa, kendisini abdestli varsayarak ima ile namazını kılabilir.
İstemezse, iyileşeceğini umuyorsa kazaya bırakabilir. Ancak bu durumda iyileşirse namazlarını kaza etmesi gerekir. İyileşmezse, namaz yükümlülüğü tamamen düşer.
“Namaz, imkân nispetinde terk edilmemeli; ancak akıl, güç ve yardım ihtiyacı gibi mazeretler hâlinde sorumluluk ortadan kalkar.” — Din İşleri Yüksek Kurulu, 12.07.2017
Namaz Yükümlülüğünün Düşmesi veya Ertelenmesi Halleri
Akıl Sağlığı ve Ergenlik Durumu
-
Akıl Sağlığı Yerinde Olmayanlar: Akıl sağlığı yerinde olmayan kişiler, namazla mükellef değildir. İslam hukukunda akıl baliğ olmayan ve akli melekeleri yerinde olmayan bireylerin dini sorumlulukları bulunmaz. Hz. Peygamber'in (s.a.s.) hadislerinde de bu durum açıkça belirtilmiştir (Ebû Dâvûd, Hudûd, 16 [4398]; İbn Mâce, Talâk, 15 [2041]).
-
Ergenlik Çağına Ulaşmamış Çocuklar: Ergenlik çağına ermemiş çocuklar da namaz ibadetiyle yükümlü değildir. Onların namaz kılmaları teşvik edilse de bu bir farz değildir.
Sağlık Sorunları ve Hastalık Hâlleri
Hastalık, namaz ibadetinin yerine getirilmesinde önemli bir faktördür. İslam, hastaların durumunu göz önünde bulundurarak kolaylık sağlamıştır:
-
Ağır Hastalık Durumu (Hanefî Mezhebine Göre):
-
Sadece başını hareket ettirerek dahi namaz kılmaya gücü yetmeyen derecede rahatsız olan kişiye namaz farz olmaz. Eğer bu kişi iyileşemeden vefat ederse, kılamadığı namazlardan dolayı borçlu sayılmaz.
-
Eğer iyileşirse ve kılamadığı namazların sayısı bir günlük (beş vakit) namazı geçmezse kaza etmesi gerekir. Ancak kılamadığı namazların sayısı bundan fazla ise sahih olan görüşe göre kaza gerekmez (Kâsânî, Bedâi’, 1/106, 107, 108). Bu durum, zorunluluk ve meşakkat prensibine dayanır.
-
-
Baygınlık Hâli: Baygın kalan kişi için de Hanefî mezhebine göre aynı hükümler geçerlidir. Baygınlık süresine göre kılamadığı namazlar için benzer kurallar uygulanır. İmam Şâfiî ise bayılmanın tam bir namaz vakti sürmesi hâlinde de kaza gerekmeyeceğini belirtmiştir (Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, 1/314).
-
Yatalak Hastalar:
-
Yataktan kalkıp abdest alamayan veya abdest aldıracak kimseyi bulamayan yatalak hastalar, teyemmüm edebilirler. Yanında bulunduracağı temiz toprak, tuğla, kiremit veya taş gibi maddeler üzerine teyemmüm yapabilirler.
-
Yatağından doğrulmaya ve kıbleye yönelmeye tek başına imkân bulamayan ve kendisine yardım edecek kimse de olmayan kişiler, bulundukları yerde, yüzlerini çevirebildikleri kadar kıbleye çevirerek, namazlarını îma (işaret) ile kılarlar (Serahsî, el-Mebsût, 1/212-213; Kâsânî, Bedâi’, 1/106-107).
-
-
Teyemmüm Edemeyen Ağır Hastalar: Hastalığından dolayı kendi başına teyemmüm edemeyen ve bu konuda kendisine yardım edecek birini de bulamayan kişi, kendisini abdestli sayarak isterse namazını îma ile kılar; isterse de kazaya bırakır. İyileşmesi hâlinde kaza eder, iyileşmemesi durumunda ise kendisinden yükümlülük düşer (İbn Nüceym, el-Bahr, 1/168, 172; Haskefî, ed-Dürrü’l-muhtâr, 39; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 1/252-253). Bu durum, İslam'ın kolaylık prensibinin en güzel örneklerinden biridir.
Namaz Kılmamak Hakkında Diğer Durumlar
-
Kadınların Özel Durumları: Kadınlar için hayız (âdet) ve nifas (lohusalık) dönemlerinde namaz kılmak haramdır ve bu dönemlerde kılınamayan namazların kazası gerekmez. Ancak oruçların kazası farzdır.
-
Unutkanlık veya Uyku Hali: Namazı unutan veya uyuyarak vaktini geçiren kişinin, hatırladığı veya uyandığı an kaza etmesi gerekir. Bu durum, kasıtlı bir terk sayılmaz.
İnanç haberleri için TIKLAYINIZ!
Astroloji ve Rüya haberleri için TIKLAYINIZ!
Kadın Aile haberleri için TIKLAYINIZ!
Kültür Sanat haberleri için TIKLAYINIZ!
ATB