Zaman değişse bile insan ve toplum değerleri hep aynıdır..
Kavramların adı değişse de yüklediği mana hiç değişmez.
Vasıtalar değişir ama niyet –nazar sabit kalır.
Tıp ilmi gelişse de ruh ilmi yaratılıştan beri aynıdır.
Adem (a.s)dan beri insanın bedeni de ruhu da aynı hususiyette,aynı mahiyette yaratılmıştır.
Zaman geçse de değişse de duygularımız ,ihtiyaçlarımız, ihtiraslarımız,arzularımız,hayallerimiz hep aynı kalır.
Kıskanma duygusu her insanda bulunur.Öfkelenme fıtrı bir haldir.
Ebedi yaşama isteği insanın fıtratında vardır.Bencillik,makam hırsı ama az ama çok her dönem insanının karakterinde vardır.
Makam hırsı,makam sevgisi ,istikbal ve ikbal endişesi…
Bu duygular da içimizde mevcuttur.Makam hırsı ,bencillik ve enaniyet yüzünden Tarihin her döneminde taht kavgaları,kardeş kavgaları yaşanmıştır.
Günümüzün en ciddi ruh hastalıklarının başında gelir makam hırsı. Makama, servete ,şöhrete ulaşma hırsı insanı olmadık hallere, olmadık planlara, olmadık huylara sevk ettirir.Bu ihtiraslı hal ulvi,şerefli yaratılan insanı basitleştirir,sıradanlaştırır.
Bir toplumda makam ve menfaati için ilkelerinden, prensiplerinden,onurundan taviz verenler çoğalmışsa veya menfaatperest insanlar toplumda rağbet buluyor ise ciddi tehlike var demektir.
Toplumda menfaatçiliğin artması,ve yaygınlaşması menfaatlerin çatışmasına bu hal de kardeşlik duygularının körelmesine , adavete, suizana yol açar. Makam hırsıyla; birbirini çekemeyen ve makam için birbirinin kuyusunu kazan bir toplumda insanlar mutsuzdurlar.
Menfaatçilik, bencillik kötü bir hastalıktır ve tedavisi tıp ilmiyle yapılamaz bir ruh halidir.
Malesef Asrımızda (sözüm ona) kişisel gelişim uzmanlarının insanımıza verdiği telkinatlar”hedefe ulaşmak için her yol meşrudur”veya “kişisel başarın için her yolu denemelisin” mantığı insanı bencil,menfaatçi ,huzursuz ve hasta yapıyor.
Makam sınırlı olunca ve o makama talip olanlar fazla olunca ,insan o makama ,o menfaate ulaşabilmek için diğerlerine üstünlük sağlayabileceği fazilet,ahlak ,tecrübe ,ilim ,donanım ,liyakat gibi değerlere bakmadan,üstünlük kuracağı başka dayanaklar arıyor ve her devrin adamı olmaya çalışıyor.
Dünyevi hiçbir makam dünya görüşümüzü, anlayışımızı,prensiplerimizi ve kişiliğimizi kaybetmeye değmez?
Satranç tahtasında taş kaybetmemek için çok oyun kaybedilmiştir.