Kültür, sanat ve edebiyatın nabzı hep İstanbul'da kısmen de Ankara'da atmıştır. Bu sebeple olsa gerek kültür-sanat başkenti olarak anılır olmuştur İstanbul. Ankara, her ne kadar bir çok edebi okula ev sahipliği yapmış olsa da Yahya Kemal'in o meşhur sözüyle sanatın merkezinin İstanbul olduğu aşikardır. İstanbul şairi ve bir İstanbul aşığı olan Yahya Kemal'e milletvekilliği münasebetiyle Ankara'da bulunduğu dönemde Ankara'nın en çok neyini sevdiği sorulur. O da o meşhur cevabı verir. "İstanbul'a dönüşünü." der.

Kültür ve edebiyat muhitleri bu iki şehirde oluşmuş, edebiyat dergileri bu muhitlerde şekillenerek matbuat dünyasına girmiş ve her bir muhit, birer okul vazifesi görmüştür. İstanbul ve Ankara dışında kalan yerlerse taşra olarak anılagelmiştir.

Taşrada yaşayıp edebiyatla, sanatla uğraşan; okuyup yazan insanlar da bir şekilde bu şehirlerdeki edebi mekteplerle irtibat halinde olarak edebiyat dünyasını güncel olarak takip etmeye çalışırlarken aynı zamanda yaşadıkları şehirlerde de bir muhit oluşturma gayreti içinde olmuşlardır.

Taşrada edebiyat muhitleri, genellikle üniversite çevrelerinde, yayın dünyasını yakından takip eden kitabevlerinde, okumayı kendine uğraşı edinmiş öğretmenlerin etrafında şekillenir. Bazen belirli aralıklarla yapılan ortak okuma etkinlikleri bazen de amatörce başlayan dergi çalışmaları o şehrin kültür hayatına şekil verir.

21 yıldır İnegöl'de yaşıyorum. Bursa'daki edebiyat çevrelerinde bulunmaya ve İnegöl'de gerçekleştirilen kültür ve sanat etkinliklerinin ya içinde ya da yakınında olmaya çalıştım. Sözü aslında yaşadığım şehirdeki bir grup gayretli arkadaşın çalışmasına getirmek istiyorum. 2012 yılında İstanbul'da "Yedi Tepeden Yedi Kıtaya" sloganıyla kurulan ve 2015 yılında da İnegöl'de faaliyetlerine başlayan ve kurulduğu günden bu yana da kitapta ve edebiyatta ısrar eden Yedi Hilal İnegöl şubesinin gayretli çalışmalarından bahsetmek istiyorum. Kurucu Başkan sevgili dostum Faruk Coşkun, derneğin kuruluşu aşamasında zihninden geçenleri benimle paylaştığında gerçekleştirilecek faaliyetlerin İnegöl için önemli bir ihtiyaca cevap vereceği kanaati bende oluşmuştu. Kurulduktan sonra dernek bünyesinde bir araya gelen gayretli arkadaşlar, güzel işlere giriştiler. Bir çok etkinliğine bazen konuşmacı bazen de dinleyici olarakkatılma imkanı buldum. Keyif aldığımı söyleyebilirim.

Faruk Bey, derneğin kuruluşunu tamamladıktan sonra bu işi inandığı, güvendiği genç arkadaşlarına bıraktı. İnegöl'deki her türlü kültür ve sanat etkinliğine gönüllü olarak omuz veren Sevgili şair-yazar kardeşim Ahmet Edip Başaran, bu şehirdeki hemen her şiir programını hoş bir üslupla sunan Edebiyat Öğretmeni sevgili dostum Harun Demir, gençler için heyecanlarını henüz kaybetmemiş Vedat ve Sedat Baykay kardeşler, düzenlediği doğa yürüyüşleriyle gençleri dinamik tutmaya gayret eden İsmail Tetik hocam, akademik çalışmalarıyla her daim takdir ettiğim kıymetli kardeşim Numan Konaklı'nın başkanlığında yönetimi devraldılar ve güzel de ettiler. Dört yıldan bu yana daha çok liseli gençlere yönelik kitap okuma faaliyetlerini gayretli bir şekilde sürdürüyorlar.

Bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdikleri okuma etkinliği çerçevesinde 7 eser belirlemişler. Her ay bir kitabı okuyup birlikte müzakere ediyorlar. Mümkün olursa da kitabın yazarı da davet ediliyor ve okunan eserin müzakeresi yazarıyla birlikte yapılıyor. İlk kitap müzakeresi İnegöllü bir yazarın kitabı, Gökhan Özcan'ın Gözağrısı adlı eseriydi ve geçtiğimiz günlerde bu etkinlik gerçekleştirildi. İnegöl dışında olmam hasebiyle bu etkinliğe malesef katılamadım. Ama bundan sonraki kitap müzakerelerine katılmaya çalışacağım. İnegöl'de gençler için kitapta ve edebiyatta ısrar eden bu güzel insanları yürekten kutluyorum.

Bu okuma etkinliğine katılmak isteyen okuyucularımız için not: Bu yılın diğer 6 kitabı ve yazarı şöyle: İnsan Ne İle Yaşar-Tolstoy,Kendini Aramak-İhsan Fazlıoğlu, Kırk Hadis-İsmet Özel, Nureddin Zengi-Ali Emre, Yitik Cennet-Sezai Karakoç, Tasavvuf Kültürü-Mustafa Kara.