Yaşları 50 ve üzeri olanların en çok özlem duydukları yıllar 80'li ve 90'lı yıllardır.Hatta biraz daha geriye gidip 70'li yılları da katabiliriz.70'li yılları "İslami Düşüncenin oluşum" başlangıcını kabul edersek en verimli yılların 80'li ve 90'lı yıllar olduğunu görebiliriz.

Çünkü:

-Bu yıllarda Müslümanlar birlik ve beraberlik içerisindeydi,bugünkü kadar dağınık değillerdi,

-Bu yıllarda "LİRA" yerine "LİLLAH"(Allah rızası) ön plandaydı,

-Bu yıllarda fikir üretiliyor,başta gençler olmak üzere herkes okuyordu,

-Bu yıllarda gençlere ve Müslümanlara örnek ve model olabilecek Yazar ve Düşünürler vardı,

-Bu yıllarda İslam Dini Hurafelerle,Rüyalarla ve Hikayelerle değil İlim ve Fikir ile anlatılıyordu,

-Bu yıllarda herkes İslam Dinine nasıl hizmet edebileceğinin hesabını yapıyordu,

-Bu yıllarda herkeste İslam'ı Dünya'ya nasıl hakim kılabilirizin derdi vardı.v.b.

Bu örnekleri çoğaltabiliriz.

Bu yılları yaşayanların sevdiği,etkilendiği ve hala kitaplığında kitaplarını sakladığı değerli Yazar ve Düşünce insanları kesinlikle vardır.Zaman zaman kitaplığımızı karıştırırken o dönemlerde yazılan kitaplara rastlıyoruz.Belki de bir solukta okuduğumuz o kitapların sararmış sayfalarını tekrar güzden geçirirken unuttuklarımızı hatırlamaya çalışıyoruz.

Geçenlerde kitaplığımı karıştırırken o dönemin değerli Yazar ve Düşünce İnsanı Atasoy Müftüoğlu'nun (Allah uzun ömürler versin) "VAKTİ KUŞANMAK" adlı kitabına rastladım.

Üniversite öğrencilik yıllarımda çıkan ve tabiri caizse bir solukta okuduğum kitabı elime alırken hasretle uzun uzun inceledim.

Atasoy Müftüoğlu'nun Sembol Kitaplarından olan "Vakti Kuşanmak" kitabını tekrar okumaya çalışırken şu cümleleri de sizinle paylaşmadan geçemeyeceğim:

"Bir insan için, bir toplum için her gün, yeni bir imkandır".

"Bir vakte doğan, bir servete doğuyor demektir."

"Vakte girmek, vakte açılmak ve vaktin bilincini taşımak, ancak vaktin yegane sahibini tanımakla mümkündür"

"Anmak; unutmamaktır, unutulmamaktır. Anmak; Hakk'ın elinde olmaktır."

"Mü'minin yüreğinde ne varsa o, dilindedir; dilinde ne varsa o, elindedir. Anmak; dilemektir, istemektir, özlemektir. Hakk'ın dilediğini dilemek, Hakk'ın istediğini istemek, Hakk'ın özlediğini özlemektir."

"Yeryüzü meydanında,bireysel bencilliğin,toplumsal bencilliğin savaşımı sürmektedir. Meydana çıkan, nam olsun diye çıkmaktadır,şan olsun diye çıkmaktadır.Acımasız bir yarış var her çizgide.Koşan kendisi için koşmakta,yorulan kendisi için yorulmaktadır."

Kısa bir özet olarak verdiğimiz bu ve benzeri kitaplarında Atasoy Müftüoğlu'nun en önemli özelliği okurunu eleştirinin sonuçlarıyla baş başa bırakması değil, oradan bir adım daha öteye giderek çözüm yolu göstererek yardımcı olmasıdır.

O dönem İslami yazarların en önemli özelliği yaşadığını anlatan ve anlattıklarını yaşayanlardı.

Bir çok konuda ki ileri görüşlerine hayran kalmamak mümkün değildir.O dönemler de bir çok insanın Samimi bir İslami Cemaat olarak gördüğü Fetullah Gülen hareketinin ne kadar İslami ilkelere ters olduğunu,onların akıl ve mantık dışı hurafelerini örnek vermek suretiyle yol göstermeye çalışıyordu.

Yazarın şu cümleleri günümüzü ne güzel özetlemektedir:"... .Acımasız bir yarış var her çizgide.Koşan kendisi için koşmakta,yorulan kendisi için yorulmaktadır".

Abdulvasih DURAN