Bir evvelki bölümde görüldüğü üzere Sultan II. Mahmud devri, hem siyasi ve hem de sosyal olaylar açısından, son derece sıkıntılı geçmiş ve bu sıkıntılar, dalga dalga tüm ülke sathına yayılmıştır. Söz konusu sıkıntıların başında yeniçeri ocağı'nın durumu ve güvenliği sağlama açısından yetersiz kalmış olmasıdır.

Sultan II. Mahmud, 1826 yılında bu teşkilatı, lağv etmiş ve yerine"Asakir-i Mansure-i Muhammediye" adıyla yeni bir askeri teş kilat kurmuştur. Kanlı bir mücadeleden sonra kışlaları, başlarına yıkılan Yeniçerilerden binlercesinin canı heder olmuş; kılıç artığı olarak İstanbul dışına kaçabilenler, Rumeli'ye ve Anadolu'ya dağılıp gizlenmişlerdir.

Gizlenip sığındıkları yerler, umumiyetle, ya derbendler veya gözden ırak yerlerde kurulmuş olan Bektaşi tekkeleri olmuştur.Sığınılan yerlerden biri de derbendler olduğu için İnegöl coğrafyasında bulunan Ulular-Ahi- Domaniç-Muzal ve Akbıyık=Deliklikaya derbendlerine gelip sığınmış olan yeniçeriler, öncelike, olumsuz bir sosyal dalgalanmaya sebep olmuşlar; söz konusu derbendlerin, güvenli yerler olmasını ortadan kaldırmışlrdır.

İnegöl coğrafyasında yer alan ve merkezinde Akbıyık Sultan Ahmed Şemseddin Efendi'ye ait merkadin, bir diğer ifadeyle, hatıra mezarının bulunduğu geniş Akbıyık vakfına dahil tekke arazisi, yaşanan bu sosyal dalgalanmaya dayanamış ve çökmüştür. Akbıyık Sultan"ın türbe mezarı dışında kalan tekke arazisi de tahribe maruz kalmıştır. Günümüzde burada, sadece, Akbıyık Sultan Ahmed Şemseddin Efendi'nin mezarı ile onun adına sonradan yapılan Hariri Camii, kalmıştır.

Diğer yandan Rumeli ve Kırım cephesinde vuku bulan savaşlarda Ruslar, Sırplar ve Avusturyalılar tarafından yurtları işgale uğrayan Arnavut, Boşnak, Tatar ve Türk asıllı göçmenler de bu dönemde büyük kitleler halinde Anadolu'ya göç etmişlerdir. Bu göçmenlerden bir kısmı, İnegöl coğrafyasında iskan edilmişlerdir. Sözgelimi, İnegöl kasaba merkezi'nde "Burhaniye", "Süleymaniye" ve "Mahmudiye" mahalleleri, bu göçmenler ile yeni baştan kurulurken evvelce kurulmuş olan "Osmaniye" ve "Orhaniye" mahallelerine yerleşenler ile de bu mahalleler, nüfus açısından süratle artmış ve de büyümüştür.

İnegöl'de ticari bölgenin tam orta yerinde yer alan"Beylik Hanı" çevresinde ve ana caddeler üzerinde şahıslar tarafından inşa edilerek ticari amaçla işletilen bir çok han, faaliyete geçirilmiştir. Esas itibariyle her yerli köyün, İnegöl ilçe merkezi ile irtibatını sağlayan bir "han" inşa edilerek faaliyete geçirilmiş- tir. Bu hanlar, mimari yapı itibariyle benzer yapılara sahiptirler.

Günümüzde "İnegöl Kent Müzesi" olarak kullanılmakta olan bina kompleksi de, aslında, otel olarak inşa edilmiş bir yapıdır. Bu dönemde, İnegöl'de ticari amaca yönelik "bedesten" ve "koza hanı" gibi ticari amaca yönelik müstakil hanlar da yapılmıştır.Karlıova , Bozcaarmutlu ve Yenişehir hanları gibi yapılar bu tür hanlardır.Geçmişte 1469 yılında inşa edilerek hizmete açılmış olan İshak Paşa İmareti içinde yer alan kervansaray da benzer misyonunu üstlenmiş idi.

Balkan ve Kırım coğrafyasından gelerek İnegöl'e yerleşen göçmenler, merkezde mahalle sayısının artmasına sebep olmuşlardır.Aynı zamanda ekonomik hayatın da değişmesine sebep olmuşlardır.Sözgelimi, geçmiş yıllarda İnegöl Ovası'nda, ağırlıklı olarak sadece pirinç ekimi yapılırken bu devirden itibaren İnegöl Ovası'nda daha değişik tahıl ürünleri ekilmeye başlamıştır. Cerrah'ın fasulyesi, Ortaköyü'n beyaz bal kabağı, Alibey Köyü'nün salatası, Hamamlı Köyü'nün domatesi, Çitli ve Kurşunlu'nun biberi şöhret kazanmıştır.

Diğer yandan tabakhanelerin ve su değirmenlerin yanı sıra kiremithaneler, yağhaneler, hızar ve marangoz- haneler kurulmuştur. Eğitim ve öğretim açısından da İnegöl kasaba merkezinde sıbyan mekteplerine, İshak Paşa Medresesi'ne, Kulaca ve Hamzabey medreselerine ilaveten bir de "rüşdiye mektebi" açılmıştır. İlk yıllarında İshak Paşa Medresesi'nin dershane bölümünde faaliyete geçen bu mektep, daha sonraki yıllarda Çınarlar altında ve İshak Paşa Camii'nin doğu cihetinde Türk Ocağı olarak inşa edilmiş olan modern medrese binasına geçmiştir.

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR