Bir Pazar sabahı internet ortamında gezinirken '' sorcev.com'' adlı sitede ön yargı için örnek hikayeleri okurken etkilendiğim bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istedim.Hikayeyi aynen sizlere aktarıyorum: ''Aklıma, geçen yıllarda yaşadığım bir olay geldi.


Bir gün markette aldığım ürünleri poşetlerken yaşlı bir hanımefendi parasını verip poşetlemeye başladığım ürünlerin geri kalanını kendisi de önüne bir poşet alarak sanki kendi ürünleri gibi doldurmaya başladı.Ben de hemen tepki göstererek:

''Teyze ne yapıyorsun onlar benim!.''diye ses tonumu ayarlayamadan biraz çıkışır gibi söyledim.O da poşetlemeye devam ederek, ''Biliyorum oğlum senin olduğunu, ben sana yardım ediyorum.'' dedi.O an sanki yerin dibine girdim. Ne diyeceğimi bilemedim.Hemen özür diledim ama çok utanmıştım.


O da dedi ki :''Önemli değil, biz insanlar iyilikten yardımdan o kadar uzak kalmışız ki her hareketi kötü gibi algılıyoruz.Bu olay beni çok etkilemişti. Ama çok ta iyi oldu. Olaylara insanlara bakış açıma katkısı oldu.''

Şimdi kendi kendimize soralım.Neden olumlu düşünemez olduk?Neden olayların sonucunu görmeden ön yargıyla karar verir olduk?Neden sabırsız olduk?Neden kırmızı ışıkta dururken yeşil yandığında önümüzdeki araca bir saniye bile beklemeye tahammül edemeden korna çalar olduk?Aracımızla seyrederken önümüzdeki bir araç hata yaptığında neden hemen el kol hareketleri yapar olduk?

Toplum olarak ön yargılı,sabırsız ve sevgisiz bir millet olduk demeye başladığınızı duyar gibiyim.İş dönüp dolaşıp eğitime geliyor.Eğitimde olumlu davranış değişikliği kazanan bireyler yetiştirmedik gitti. Eğitimin kalitesini artıramadıkça, nüfusun eğitim düzeyini yükseltemedikçe aynı sorunları yaşamaya devam edeceğe benziyoruz..

Rahmetli annem biz çocuklarına her zaman ''Allah Eyüp Aleyhisselam'ın sabrından versin''diye dua ederdi.Küçükken annemin ne demek istediğini anlayamazdım.Eyüp Aleyhisselam'ın başına gelenleri okuyup öğrendiğimde ne demek istediğini daha iyi anladım.

O halde biz anne ve babalara da bu konuda büyük görevler düşmektedir.Çocuklarımız,can parçalarımız,küçük incilerimiz, hayat kaynağımız, en kıymetlilerimiz o kadar mükemmel bir fıtrat ile dünyaya geliyorlar ki;bu yaratılışın hiçbir köşesinde hırçınlığın belirtisi yok.Dünyaya çocuk gözüyle o kadar temiz bakıyorlar ki anlatamam.

Büyüdükçe onlara bir şeyler oluyor. Eğer ki çocuklarımız hırçın davranışı sergilemeye başlamışsa orda anne ve babalara inanılmaz bir uyarı veriyor demektir.''

Bir şeyler olması gerektiği gibi gitmiyor sevgili annem,sevgili babam'' demek istiyorlar.Her anne baba, çocuğuma gerektiği sevgiyi verebiliyor muyum,onun karakterine uygun davranışlar sergiliyor muyum, ruhunu huzursuz edecek şiddet ve hakaret içeren aile ortamı ya da sosyal ortamlarda bırakıyor muyum, fiziki, biyolojik ve sosyal yönden henüz yeterliliğe erişmediği halde sosyal medya unsurlarıyla baş başa bırakıyor muyum? diye kendini sorgulamalı.

Çocuklarından gelen ikazı bir an önce dikkate alıp gereken neyse yapmak için kolları sıvamalı.Yoksa her geçen gün çocuğunuzla aranızdaki uçurumlar derinleşerek daha farklı sorunlara kaynak teşkil edecektir.