Abaza İzzet Bey Çetesi, 27 Temmuz 1920'de -bir anlamda- İnegöl'ü basmış, hükumet konağı (şimdiki belediye binasının bulunduğu yerde) önünde yerel yönetici taraftarları ile çatışmaya girmiştir. Yapılan müsademe sırasında başta İzzet Bey olmak üzere -maalesef- 60 kişi hayatını kaybetmiştir.

Kurtuluş Savaşı'nın başladığı ilk günlerde-özellikle Bursa'nın işgali sırasında "kuva-yı milliye teşkilatları"nın kurulmaya çalışıldığı bir günde istenmeyen bu olayın İnegöl'de vuku bulması, gerçekten esef vericidir.

Çünkü o günlerde bir taraftan itilaf devletlerinin güdümünde hareket eden İstanbul hükumetince görevlendirilmiş olan Anzavur Ahmed Bey'in "kuva-yı inzibatiye"si, yörede "kuva-yı milliyecileri" yok etmek için terör estirmektedir.

Bandırma Biga ve Karacabey taraflarını işgal eden Anzavur Ahmed Bey'in, Bursa ve yöresini de işgal etmeye kalkması üzerine Mustafa Kemal Paşa'nın talebi ile Çerkez Ethem Bey'in "kuva-yı seyyaresi" devreye girmiştir.

Manisa Salihli tarafından yöreye gelen Çerkez Ethem Bey'in "kuva-yı seyyaresi", Anzavur Ahmed'in "Kuvayı İnzibatiyesi"ni dağıtarak Bandırma, Biga, Karacabey ve Bursa yöresini Anzavur Ahmed Bey'in estirdiği terör baskısından kurtarmıştır.

Şu kadar var ki Bursa ve yakın çevresinde itilaf devletlerinin güdümünde hareket eden İstanbul Hükumeti'nce işgalin geçici olduğuna dair yapılan kara propaganda ve psikolojik mücadele, yöre halkını çok yormuş ve onları pasifize ederek şaşkın bir hale getirmiştir.

Gönderilen nasihatçi heyetlerin yaptığı telkinler ve karşılıklı olarak yayınlanan fetvalar, halk üzerinde derin bir infial uyandırmış ve Kuva-yı Milliyeciler hakkında duyulan şüpheleri arttırmıştır.

İşte bu nedenle Yunan ordu birlikleri tarafından Bursa işgal edilirken -bir tek kurşun atmadan- 56. Tümen birlikleri dağılmış ve Bursa'yı savunmakla yükümlü olan 56. Tümen bir anda buharlaşmıştır.

Sonrasında ise zaman zaman müstakil hareket eden zaman zaman da Kuva-yı Milliyeciler ile işbirliği yapan milis kuvvetleri devreye girmiştir. Bursa çevresinde faaliyet gösteren Püskülsüz İsmail ve Kamberoğlu çeteleri, yörenin ünlü çeteleri arasında yer almıştır.

İnegöl yöresinde faaliyet gösteren Abaza İzzet Bey ve Gürcü Derviş Bey çeteleri de yörenin ünlü milis güçleri arasında yer almıştır.

Şüphesiz bu tür milis güçleri, ihtiyaç duydukları araç ve gereçleri, yiyecek ve içecekleri, doğrudan doğruya "salma" yaparak halktan sağladıkları için zaman zaman bu milis kuvvetleri halk ile de çatışmaya girmişlerdir .

"İnegöl olayları"nın çıkmasına sebep olan Abaza İzzet Bey çetesi de -bir anlamda- işte bu nitelikte bir milis gücüdür.

Çatışma sonrasında 11. Tümen Komutanlığı'nca yaptırılan tahkikatın sonunda çatışmaya sebep olan taraflar, ortaklaşa suçlu görülmüş; İnegöl Belediye Başkanı Osman Bey ve onun yanında yer alan yerel yöneticiler görevden alınarak devre dışı bırakılmıştır.

Osmanbey, İnegöl'e ilk defa bir hastane ve bir zahire pazarı kazandırmıştır.

Belediye Başkanı Osman Bey, görevinden alınmış ve bir müddet sonra da uğradığı bir su-i kast sonucu maalesef hayatını kaybetmiştir.

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR