"Fakat Semud kavmi o deveyi, ayaklarını keserek öldürdüler. Salih dedi ki: «Yurdunuzda üç gün daha yaşayın (sonra helak olacaksınız)!» Bu söz, yalanlanamayan bir tehdit idi." (HUD 65)

Ayet-i Kerime Hz.Salih ve Semud Kavminden bahsetmektedir. Semud Kavmi, kendilerine Allah'ın varlığını ve birliğini tebliğ eden Hz.Salih'ten, bir mucize göstermelerini istemişlerdi. İstedikleri mucize de yaşadıkları şehrin etrafındaki kayadan bir hamile dişi deve çıkmasıydı.

Hz. Salih mucize öncesi, istedikleri gerçekleştiği takdirde Allah'a iman edeceklerine dair kavminden söz aldı. Allah'a dua edip, kavminin beklediği mucizeyi Allah'tan istedi. İnkarcıların gözleri önünde büyük kayadan güzel bir deve çıktı. Bu devenin yavrusu da oldu. Ancak bu mucizeye rağmen Semud Kavminin çok azı iman etti.

Ömer Nasuhi Hoca'nın tefsirinde yer verdiği bilgilere göre: "Bu deve birkaç yönüyle bir mucize idi: Şöyle ki: Bu bir taş içinden yaratılıp çıkarılmıştı ve erkeksiz olarak yüklü bulunmuştu. Doğurduğu yavrusu kendisine benzemekde idi. Bu deve bir anda böyle mükemmel bir surette meydana gelmişti. Kendisinden pek fazla süt çıkararak bir topluluğa yetiyordu. Ve bu deve bulunduğu yerdeki bir kuyunun bütün suyunu bir günde tamamen içiyordu, ertesi günde o kuyudan ahali sularını alıyorlardı."

Kısa süre sonra devenin varlığından da rahatsız oldular. Devenin çok su içmesinden şikayetçi oldular. Şikayet etmekle kalmadılar. Mucize deveye saldırarak, deveyi katlettiler. Sözlerinde durmayıp inkar ve isyana devam ettikleri için de Allah Semud Kavmini cezalandırdı.

İbn Abbas (r.a.) adına Hz.Salih'in devesi ile ilgili şu hikaye tefsirlerde yer almaktadır: Salih (a.s.)'in kavmi devenin aynı sudan sulanmasını istemeyince, onlarla bir anlaşma yaparak o sudan bir gün halkın, bir gün de devenin içmesi kararlaştırılmıştır. Halkın sudan istifade ettiği gün deve suya yaklaşmıyor, devenin sulandığı gün de halk suya yaklaşmıyordu. Günler böyle devam edip gidiyordu. Fakat şehirde dokuz tane bozguncu vardı, bunların işi yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaktı. Bunların elebaşıları ise Kazer bin Salih ve Misdağ bin Dühre idi. Yine bunlar gibi bozguncu, fakat çok zengin bir de kadın vardı ki, koyunları etrafı sarmıştı. Çevrede devenin otlamasını istemiyordu. Onu öldürmek için çareler arıyordu. Bulduğu çare şu idi: onu öldürenle evleneceğini vaadetmişti. Bunu duyan zorbalar, devenin su yolunu keserler, suya giderken öldürmeyi planlarlar. Zorbaların elebaşısı Misdağ ok ile deveyi arka ayağından yaralar, Kazer de kılıç ile diğer ayaklarını keser, yere yuvarlar. Daha sonra devenin başını keserler, etini bütün köye dağıtırlar."

Azap öncesi Hz.Salih, kavmini son kez uyardı ve 3 gün mühlet verdi. Rivayet olunduğuna göre; Hz. Salih onlara, «Üç gün sonra size azap gelecek. İlk günün sabahında yüzleriniz sapsarı, ikinci gün kıpkırmızı, üçüncü günse simsiyah olacaktır» der. Dördüncü günde onlara azap gelir.

3 gün sonunda; Hz.Salih'e tabi olan küçük bir grup hariç; Semud Kavminin hepsi; şiddetli sarsıntı, korkunç bir ses, gök gürlemesi ve yıldırımdan oluşan bir azapla helak oldu.

Son mesaj şudur: Kafirler ve zalimler, bilsinler ki; ne kadar yaşarlarsa yaşasınlar, ne yaparlarsa yapsınlar, yaşadıkları dünya 3 günlüktür. Tüm ömürleri 3 gün gibidir. 3günün sonunda onları bekleyen büyük bir azap var. Rabbim bizleri bu azaptan korusun.Amin!

Hud Suresi'nde 61 ve 68. Ayet-i Kerimeler bu konuyla ilgilidir.