"Biz, Kitap'ta İsrailoğullarına: Sizler, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız, diye bildirdik. Bunlardan ilkinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşarak (sizi) aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi." (İSRA 4-5)

Yeryüzünde iki defa fesat çıkaracakları bildirilen toplum; İsrailoğulları'dır. Bildirilen Kitap da Tevrat'tır. İsrailoğulları'nın bugün Filistin ve Ortadoğu'da yaktıkları fesat ateşi ilk değildir.Daha önce de İsrailoğulları Filistin ve çevresinde fesat ve karışıklığa sebep olmuşlardır.

İsrailoğulları'nın fitne ve fesadı Hz.Musa zamanında başlamıştır. İsrailoğulları'na ilk azap uyarısı Hz.Musa'nın elçiliğinde yapılmıştır. İsrailoğulları, kendilerine en çok Peygamber gönderilen toplumların başında gelmektedir. Buna rağmen isyan ve nankörlükte de başı çekmişlerdir.

Hz.Yakub'un çocukları yani İsrailoğulları, kardeşleri Hz.Yusuf döneminde Mısır'da güzel bir hayata sahip olmuşlardı. Daha sonra Mısır'da yaşadıkları Fravun zülmünden onları Hz.Musa kurtarmıştı. Hz.Musa, İsrailoğulları için büyük bir devletin temelini de atmıştı. Hz.Davut ve Hz.Süleyman zamanında devlet kurarak en güçlü dönemlerini yaşadılar. Ancak, Allah'ın sayısız nimet ve ikramına rağmen nankörlük yaptılar.

Sonuçta Allah'ın gazabına uğramış ve lanetlenmişlerdir. Allah fitne ve fesatlarının cezasını bu dünyada vermiş, dünya cezası ile birlikte Ahiret cezalarının da çok acı olacağını haber vermiştir.

Tefsirlerde; Ninevalı Sencarib, Babilli Buhtünnasr ve Calut'un ordularının, İsrailoğulları üzerine gelen güçlü ordular olduğu bildirilmektedir. Asurlular ve Babilliler, İsrailoğullarını helak eden kavimlerdendir.

Tarihi kaynaklardan, düşman ordularının Tevrat'ı ve Mescid-i Aksa'yı yaktıklarını, İsrailoğularının yöneticilerini ve bilginlerini öldürdüklerini, halkı katlettiklerini ve binlerce kişiyi de esir aldıklarını öğreniyoruz. Düşman orduları, Kudüs'ü ve Hz. Süleyman'ın mabedini yerle bir etti. Sağ kalan İsrailoğulları, sürgün edilip yabancı ülkelere dağıtıldı. İsrailoğulları tüm dünyada aşağılandı, lanetlendi ve her türlü baskıya maruz kaldı.

Günümüzde aynı baskı ve yıkımı, Kudüs ve Filistin merkez olmak üzere, İsrailoğulları tüm müslümanlara uygulamaktadır. Yine fitne ve fesat peşindeler. Yine Allah'tan belalarını istiyorlar. Yine yakında helak olup kaybedecekler.

Maide Suresi 64. Ayet-i Kerime'de Yahudilerin fesatları hakkında mealen şöyle buyrulmaktadır:

"Rabbinden sana indirilen, onların çoğunun azgınlığını ve inkarını arttırır. Biz de onların arasına kıyamet gününe kadar düşmanlık ve kin soktuk. Onlar ne zaman bir savaş ateşi yaksalar, Allah o ateşi söndürmüştür. Onlar yeryüzünü karıştırmak için koşturup dururlar. Şüphesiz Allah, bozguncuları sevmez."

Resulullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır: "Müslümanlarla yahudiler çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yahudi taşın, ağacın arkasına saklanacak, bunun üzerine o taş, o ağaç yahudiyi kovalayan kimseye, 'Ey müslüman! Arkamda bir yahudi var, gel onu öldür!' diyecek. Yalnız garkad ağacı bir şey söylemeyecek; çünkü o yahudilerin ağaçlarındandır."(Buhari, Cihad 94, Menakıb 25; Müslim, Fiten 82)

Garkad, Filistin taraflarında çokça yetişen dikenli bir ağaç türü, bir cins çalılıktır.

Resulullah Efendimiz'in sözlerinden öğreniyoruz ki: Kıyamet öncesi Dünyayı, Müslümanlar ve Yahudiler arasında gerçekleşecek büyük bir savaş bekliyor. Bu da son fesatlarının dünyadaki cezası olacaktır. Son dünya savaşını Müslümanlar kazanacak ve Yahudilerin fitnesinden temizlenen dünya, huzur ve barışa kavuşacaktır.

İbn Abbas'a göre, İsrailoğulları'nın Kitapta bildirilen fesatları şunlardır: Birinci fesat Hz.Zekeriyya'nın (a.s) öldürülmesidir. İkinci fesat Hz.Yahya'nın (a.s)'nın öldürülmesidir.

Onlar Hz.İsa'yı da öldürmeye teşebbüs ettiler. Ancak bu fesatlarına Allah (c.c.) izin vermedi ve elçisini göğe yükseltti. Birinci ve İkinci Dünya savaşlarının, İsrailoğulları tarafından yönetilen Gizli Dünya Devleti tarafından çıkarıldığı tespitini de bu konu başlığı altında zikretmek gerekiyor. İsra Suresi 4-8.Ayet-i Kerimeler bu konuyla ilgilidir.