Bazen insan o kadar çaresiz kalıyor ki onarılması zor olan bir hikayeyi yaşamak zorunda kaldığı zaman insanın bütün melaikeleri sanki iflas etmiş gibi ne beyni ne de başka hayati özellik taşıyan diğer yaşamsal faaliyetleri çalışmıyor gibi. O an, denize düşen yılana sarılır misali her odaktan yardım bekliyor ve kim hangi öneriyi sunarsa o öneriyi kabul ediyor, böyle bir zamanda kalifiye eleman ölümüne aranıyor.

Bir hafta sonu şehir dışında akrabalarımı ziyarete gitmiştim, o gün akrabalarım ile hasbihal ettikten sonra akşamüzeri geri dönmek için aracımın direksiyonuna geçtim. Birkaç yüz metre aracımla gittim ya da gidemedim araçta bulunan arıza gösterge lambası yanmaya başladı. Aracın arıza gösterge lambası yanınca önce panikledim, sonra kendi kendime sakin olmalıyım telkinimi yaparak kendimi sakinleştirdim ve sorunun çözüm yollarını bulmak için beynim hızlı bir şekilde çlışmaya başladı.

Sorunu çözme yöntemlerini bulma düşünceleri içindeyken bir akaryakıt istasyonuna denk geldim, aracı akaryakıt istasyonuna çektim, motor kaputunu açtım, sağı solu kontrol ettim, birkaç uğraşıdan sonra aracımı tekrar çalıştırdım ve arıza lambasının söndüğünü gördüm, o moralle İnegöl'e kadar geldim. İnegöl'e geldiğimde gece saat 23:30 olmuştu. Bir fırının önünde durdum sabah kahvaltısı için birkaç yiyecek bir şeyler aldım, aracı yeniden çalıştırdığımda aynı arıza gösterge lambasının yeniden yandığını gördüm. Herhangi bir işlem yapmadan eve kadar arıza gösterge lambası yanar bir şekilde geldim ama canım da ciddi anlamda sıkılmıştı.

Sabah olunca ilk işim aracı Kalender Sokak No. 33 de olan bakım merkezine götürmek oldu. Bakım Merkezinde ki şahıs aracımın sağına soluna baktı, yağının, hava filtresinin, mazot filtresinin değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Ben de ne yapılması gerekiyorsa yapmasını söyledim. Aracımın bakımı bir saat kadar sürdü. Bakım işinden sonra ücretimin ne kadar olduğunu sorduğumda, rakamsal olarak olması gerekenin iki katı bir rakam söyledi. Kalender Sokak No: 33 de bulunan bakım merkezi yetkilisine indirim yapıp yapmayacağını, rakamın yüksek olduğunu söylediğimde, adam çirkinleşti ve bir esnafa yakışmayan davranışlar sergilemeye çalıştı.

Bakım merkezi yetkilisine çirkefleşmesinin gereksiz olduğunu, rakam ne ise onu ödeyeceğimi söyledim ve kredi kartını ödemek üzere kendisine uzattım. Pos cihazı olmasına rağmen rakamı peşin ödemem gerektiğini söyledi. Üzerimde o kadar bir miktarın olmadığını, bankamatikten çekip verebileceğimi söylediğimde bu işgüzar insan bunu bile kabul etmedi. Mobil bankacılık sisteminden EFT yaparak Kalender Sokak No:33 de bulunan bakım merkezinin ücretini ödedim. Bütün bunlar için ne olmuş diyebilirsiniz ama asıl bomba bundan sonra geliyor.

Aracımın bakımını yaptırdıktan sonra aracı birkaç gün kullandım, her hangi bir sorunun olmadığını zannediyordum ki aracım yolun ortasında stop yaptı. Ne olduğunu anlayamadım, aracımı orada bulunanların yardımıyla yol kenarına usulüne uygun park yaptım. Aracımı servise kaldırmak için bir çekici firmasından çekici istedim ve çekici ile aracımı yetkili servise çektirdim. Servis yetkilisi ile görüştüğümde bir saat sonra aracın ne arızasının olduğunu telefonla bildireceğini söyledi, ben evime bir taksi ile geri döndüm. Servis yetkilisi bir saat sonra beni aradı 'Beyefendi aracınızın bakımı yeni yapılmış her halde?'

'Evet dedim.'

'Bakımı yapan kişi mazot filtresine giden hortumun jak bağlantısını tam oturtmamış, jak bağlantısından hortum çıkmış ve bağlantı noktalarından mazot kaçağı olduğu için aracınız çalışmıyor.'

Bu olay bana 'At binenin, kılıç kuşananındır' sözünün ne kadar da yerinde söylenmiş bir söz olduğunu gösterdi. Ucuz elamanın insana pahalıya mal olduğu söylenmekle birlikte aracın bakımını yapan iş yeri, yaptığı iş için hatırı sayılır bir ücret almıştı. Bütün bu olanlar bize her ne iş yaptırırsanız yaptırınız o işin kalifiye insanını bularak yaptırmak gerektiğini gösterdi. Maalesef İnegöl'de kalifiye insan bulmak samanlıkta iğne aramak gibi.