Hep şehrin ışıklarına bakarak çalışmak zorunda kalanlar

Şehrin ışıkları alın teri kadar ısıtmaz insanı

Kendini ifade etme yolunda karşısına çıkanları ezme duygusu yaşayanlar

Rakipler diri tutmaz, yaptıkların taşır adını yarınlara

Bitmedi gitti sisli ışıklar altında karanlıkları

Işık yarıp geçer bütün karanlıkları

Sürekli emir altında olma sıkıcılığı

Sıkıcı olan emir değil tek olma talebinin doldurulamaz yalnızlığı

Özgürce koşmak ormanlarda derken gelen kalabalığı

Her şeyden saklayabileceğini sandığın yanlışlarının hesabı

Ne zaman batacak bu dünya, batsın gitsin sorunsalı

İçinde kendinden başka kimseyi düşünmeme anı

Siyah beyaz ve yüksek ışıklar altında salaş bakışı

Daha da güzel olma yarışında birinci benim, gerisi düşünsün kafası

Sırtını dönmüşte topluma geliyor her zamanki gibi

Onlar beni anlamadı derdiyle anlatacak bir şeyi de yokmuşun utangaçlığı

Kalabalıklar hep bir yere gider durup bir bakayım andıcı

Bir kere de git arkadaş ayak görsün bu yollar denmesinden korkan tembellik anı

Her yerden de kovuldum sokakların dinmek bilmez acısı

Her kovulmak bir fırsattır, buradan yükseldim göklere gazı

Kadınlar birleştirir dünyayı demenin bin bir boyası

Yetmedi bir türlü kaporta üstü vuruk yoktur tantanası

Ben insan değil miyim diyor bir de iftira cabası

İstediğimi yapayım zaten bir kere gelmişim patikası

Her gün isyanı da varmış

İsyan duygusunun hiç bitmeyen pazarlama gücünün havası

Çav Bella her dilde, her köşede ve biz ve sonra

Dayak yemezsem uykum kaçar, döv ki davam yürüsün kaygısı

Aldırmaz gönül bin defa dinleyerek aldırmadığını mı söylüyor

Hapse giren pişmandır, girmeyen bin pişmandır yazısı

Bir yerinde kader, bir yerinde adalet tozutmuş geliyor

Adam gibi sevmeyi beceremeyenin önceden halinin izahı