Mahur bey sabah erkenden kalktı. Elini yüzünü yıkadı. Kahvaltıya oturdu. Tv de haberleri izliyor.

Spiker cari açıktan bahsediyorken karısına döndü; - Hanım saman ithal eden bir ülke olursak elbette cari açık bu kadar fazla olur. Üretmek lazım. Mesela neden biz de telefon yapamıyoruz?

Moralsiz kalktı sofradan. İşe gitmek için üstünü giydi. Eşine veda edip otobüs durağının yolunu tuttu. Durakta soğukta bekleyen arkadaşı Nevzat'ı gördü.

- Selam Nevzat. nasılsın? Bu soğukta durakta beklemek zor oluyor. İnsan bi klimalı durak yapar. Belediye yatıyor ki zaten. Gelişmiş ülkelerde bu böyle. Bizden bir halt olmaz. Dedi. Nevzat ise sadece başını sallayarak tasdikledi Mahur beyi.

Neyse ki çok sürmeden halk otobüsü geldi. Nevzat bey eşiyle oturduğu için kendisi yalnız kalan Mahur bey arkalarda bi başına oturan tanımadığı ihtiyarın yanına ilişti. İhtiyar gözlüklerini takmış elindeki Cumhuriyet gazetesini okuyordu. Gözlüğünün çerçevesinin üzerinden hafifçe Mahur beye göz attı çaktırmadan. Sonra önüne dönüp politika sayfasında ki Andımız meselesini okumaya devam etti. Mahur bey de boş durmadı. O da çaktırmadan gazeteyi incelemeye koyuldu. And meselesini görünce ihtiyara söylendi:

- Yahu kim Türk olmaktan gocunur ki? Ne var bunda. Andımızı okusunlar öyle girsinler içeri.

Ayakta yanında duran 21 yaşlarında ki genç muhabbete özür dileyerek katıldı.

- Amca, yazı var kışı var. O soğukta neden put gibi diksinler çocukları? Bakın kaç senedir okunuyor. Mesela Fetö lideri Fethullah'ta okudu. PKK lideri Apo'da, Almanya'ya kaçan Alman casusu gazeteci de okudu yıllarca. Ne oldu ? Ne faydası oldu? Bu tür and içmeler falan Mussolini'nin İtalyasında, Hitlerin Almanya'sında, Esed'in Suriye'sinde kaldı. Yapmayın Allah aşkına.

Mahur bey öfkeden kıpkırmızı olmuş suratını buruşturarak:

- Siz ne anlarsınız be. Gidin futbol gündemi takip edin. Karışmayın böyle önemli meselelere. Sokmayın burnunuzu. Bidon kafalı şey seni.

Çocuk "la havle" çekti. Baktı önüne. Cahille tartışmanın tartışmaların en zoru olduğunu biliyordu. Çünkü asla yenemezdi. Sustu.

Mahur bey otobüsten indi ofisine doğru yürümeye başladı. Asansöre bindi. Asansörde iş arkadaşı Selim vardı. Arkadaşına Fener maçından bahsediyordu. Stoper eksikliğinden, hocanın bir an önce gönderilmesinden falan. Lafa Mahur bey karıştı.

- Hayır canım olur mu öyle şey. Kesinlikle savunmaya sağlam bir iki adam almak gerekiyor. Kalecinin de değişmesi lazım. Bakın o zaman nasıl düzeliyor takım.