Sanırım unutmamışsınız.Bundan birkaç sene öncesine kadar Dine karşı büyük bir ilgi ve alaka vardı.Bu ilgi ve alakanın sonucu bir çok Kurum,Dernek ve Vakıf özellikle tatil olduğu için Yazın Kur'an ve dini Eğitim için kurslar açar ve bu kurslar dolup taşardı.

Yine halkın ilgisine bağlı olarak Televizyonlar özellikle de Ramazan da dini programlar yaparlardı.Normal zamanda dine soğuk bakan kanallar bile Ramazan programı yapmaya çalışırdı.Bundan dolayı Televizyon Kanalları hocalarla dolup taşardı.Bir çoğu oradan meşhur oldular.

Ancak gel gör ki bu Programların bazıları Hikaye,Hurafe ve Rüyalarla Dini sohbetleri götürürken başlangıçta gerçekten kaliteli olanların da bir çoğu bu modaya uydu.Çünkü "Koyun can derdinde olsa da öbür tarafta kasap et derdindeydi".

Hikaye,Hurafe ve Rüyalarla işi götürenler daha çok reyting alınca patronlar ister istemez kendi kanallarının reytinglerini artırmak için kendi programlarının da bu yönde olmasını sağladılar.Yani anlatan hocalardan çok ağlatan hocalar rağbet görüyordu.

Diğer yandan da halkın Dine karşı ilgisini fark eden bazı gruplar gerek mahalle sohbetlerinde gerekse cep telefonlarından gönderdikleri mesajlarla da bu Hurafelere toz biber ektiler.İslam'ın ruhuna aykırı,akla mantığa uymayan o uydurmalar düşünen insanları büsbütün dinden soğuttu

Hikaye,Hurafe ve Rüyalar tıpkı ağrı kesici gibidirler.İnsanlara geçici bir rahatlık verdiler.Ama ağrı kesici tedavi edici değildi.Nitekim Dini Sohbetler de aynen ağrı kesici gibi geçici bir rahatlama sağladı ama insanın içindeki Dini anlama boşluğunu doldurmadı.

Ve zamanla önce gençler daha sonrada diğer yaş grupları Dine soğuk bakmaya başladılar.Eski ilgi ve alaka kalmadı.(İsterseniz şimdi ki kanalların Dini Programların sayısına ve yayın saatlerine bakabilirsiniz).

İslam Dinini azıcık ta olsa araştıran,okuyan ve aklını çalıştıran insanlar bu Hurafelere karşı çıktıklarında Hurafeci gruplar bunları üç soruyla karalamaya çalıştılar:

1-Yoksa sen inanmıyormusun?

2-Allah isterse yapamaz mı?

3-Sen eski alimlerden daha mı iyi biliyorsun?

Hurafecilerin bu sorularına aklını kullananlar şöyle cevap verdiler:

1-Kur'an'da ve Sahih Hadislerde geçmeyen senin hurafelerine inanmak zorunda değilim.Bu asılsız,Hikaye,Hurafe ve Rüyalarına inanmak zorundamıyım?

2-Allah'ın gücü ve kuvvetini elbette kimse tartışamaz.Ama Allah kendi istediği şeyleri yapar ve yaratır.Buna sünnetüllah (Allah'ın yasası) denir.Kur'an'da Sünnetüllahın değişmediği anlatılır." Allah'ın öteden beri süre gelen yasası budur. Allah'ın yasasında asla bir değişiklik bulamazsın."(Fetih,23).

3-İslam'ın ilme ve alime verdiği değeri hepimiz biliyoruz.Bir çok alim "Benim görüşümden daha doğru bir görüş bulursanız ona uyun "demişlerdir.Yine hepimiz biliyoruz ki bir çok mezhep imamları birbirlerinin ya hocasıdır yada öğrencidir.Hocalarından farklı içtihatlarda bulunmuşlardır ve o günün Müslümanları tarafından eleştirilmemişlerdir.

Kaldı ki her zaman şöyle demiyormuyuz?"Çağlar ilerledikçe Kur'an gençleşiyor".Kur'an'ın gençleşmesi için de bulunduğu çağın sorunlarına cevap vermesidir.Bu da ilim ve akıl ile mümkündür.Kur'an 'da "Rabbim ilmimi artır"(Ta-Ha,114) ayeti Müslümanları ilmini artırmaya ve düşünmeye sevk ediyor.

Başta gençlerimiz olmak üzere her yaştaki insanlarımızı Dini tekrar sevdirmenin tek yolu "Doğru Dini" öğretmektir.Aksi takdirde Allah muhafaza Din şu hale gelir:

"Kim Cuma günü şu duayı 80 defa okursa 80 yıllık günahı af olur".

Bunu duyanlar artık günahtan korkar mı? Bunlardan ahlaklı olmalarını nasıl beklersiniz?Tut tutabilirsen.