-Müslümanlar arası mücadele: Bu, İslam ve Müslümanlar söz konusu olduğunda belki de en az akla gelebilecek bir durumdur, çünkü İslam, gerek imanın en merkezinde yer alan Allah Teala'nın buyrukları, Kur'an çerçevesi, gerek O'nun muazzez Elçisi (s.a.v.)'nin söz ve uygulamaları ile, neredeyse "Kardeşlik"ten başka hiçbir ihtimali söz konusu etmeyen bir toplum inşasını öngörür.

Bir yanda "Mü'minler ancak kardeştir" şeklindeki "Allah ölçüsü" olsun, diğer yanda "Müslümanlar arası savaş"ı öngören bir strateji...Bu resmen, Müslüman kişiliğine yönelik bir tahribatı planlama ve Müslüman'ı "Allah ölçüsü" dışına çıkarabilme hesabıdır. Yine Kur'an'a baktığımızda bunun bir "Şeytan hesabı" olduğunu da görebiliriz.

Ama Alemleri Yaratan Kudret, Allah Teala, bize gönderdiği "Yol haritası"nda, Kur'an'da, bu alanda karşı karşıya kalabileceğimiz tehlikeleri de bildirmiş.İş, kalbimizi bütün sadakatimizle Allah'ın Kelam'ına, Kur'an'a açmaktır.

"Bütün sadakatimizle", evet, yani dinler gibi yaparak değil, üstümüze kondurmayarak değil, sanki bize değil de bir başkasına hitap ediyormuş gibi davranarak değil, ferdi, grupsal, kavmi, hatta mezhebi "Ego"larımızı Kur'an'ın önüne duvar haline getirerek değil.

Mezhep ki, "Gidilen yol" anlamına gelir, Allah'a giden yolun aranışıdır, "Tarikat" ki yol anlamına gelir o da "Allah'a vuslat'ın aranışıdır, "Şeriat" ki o da tutulan yoldur ve "Allah'a çıkması" hedeflenir, seyrü süluklar vs hep, hedefte Allah'ı vuslatı arar...

Bir insan, Allah'a yönelmişken, diğer kulvarlarda aynı istikamette yol alanla ilgilenmeye vakit bulabilir mi, onun yolunu engellemenin kendi yolculuğu için müspet bir anlamı olabileceğini düşünür mü, Allah'a giden yolları kesmenin, Allah nezdindeki anlamını görmezden gelebilir mi, ve çok daha önemlisi bu yolculukta her şeyi görüp bilmekte olan kudret'in, kendisinin yol kesici davranışlarını görmediğini düşünebilir mi?

Allah Teala, Kur'an'la, bizim tüm bu seyrü sülukta başımıza gelecek şeylerin filmini - fotoğrafını apaçık şekilde önümüze koyuyor.Kur'an'ı doğru okumak ve kalbten okumak... bütün mesele bu.

Mesela Kur'an'da "Kalbleri birleştiren Allah'tır" buyuruluyor. (Enfal, 63) Ne düşünürsünüz? Ben derim ki, kalblerimizi Allah'a verebilirsek, kalblerimiz bütünleşmeye müsait kıvama ulaşır.

Mesela Kur'an'da "(Bir kısmına inanıp,bir kısmını inkar etmek suretiyle) Dini parça parça edip gruplara ayrılanlar" için "Onların işi Allah'a kalmıştır" deniyor ve "sonra Allah onlara yaptıklarını haber verecektir." gibi bir tehdit konuyor. (En'am, 159) Ben derim ki, bu tür ayetleri okurken, "Falancalar dini parça parça ediyor" gibi hep ötekini yargılamayı bırakıp, "Acaba ben, Rabbimin tehdidine maruz kalacak bir din parçalama işinin içinde miyim?" sorusunu sormak lazımdır.

Başlı başına şu ayeti okumak, üzerinde düşünmek, ona göre duygu- düşünce dünyamızı imar etmek ve ümmet olarak hal ve hareketlerimizi belirlemek mümkün olsa, bütün o, "Fesat stratejileri"ni tersyüz edebiliriz.

Allah Teala buyuruyor ki:"Allah'a ve Rasulüne itaat edin; birbirinizle çekişmeyin. Sonra korkuya kapılırsınız da rihınız (rüzgarınız, gücünüz, devletiniz) gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir." (Enfal, 46)

Ahmet Taşgetiren-Altınoluk dergisi-2013 - Eylül, Sayı: 331, Sayfa: 003