Rivayetlere göre Nuh'un gemisi, 3 katlı idi. Uzunluğu 1.200 kulaç, genişliği 600 kulaçtı. En alt kat vahşi hayvanlar için, orta kat evcil hayvanlar ve bitkiler için, üst kat da insanlar içindi.[1] Nuh'un gemisi yaşam için gerekli her türlü tedbiri ve besini ihtiva ediyordu. Bütün dünyayı kaplayan dev dalgalardan, tufan ismini alan büyük fırtına ve yağıştan zarar görmeyecek derecede sağlam ve güvenli bir gemi idi. Bu özellikte bir geminin sadece ağaç ve tahtalardan ibaret olduğunu düşünmek yanlış olur.Bu gemi Allah'ın bir mucizesidir.

Kerim'de Hz.Nuh'un gemisi için mealen; "Nuh'u da tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemiye bindirdik." Buyrulur.[2] Şüphesiz Allah (c.c.) hiçbir teknik özelliği olmayan tahta bir gemi ile de inananları tufandan korur.

İLK DENİZALTI: Hz.Nuh'un gemisinin sadece su üstünde gitmediğini, su içinde de gidebilecek donanıma sahip olduğunu, bir çeşit denizaltı gibi hareket edebildiğini söyleyebiliriz. Tufan şartlarına rağmen geminin güven içersinde yol alabilmesi bu ihtimali güçlendirmektedir. Ana maddesi ağaç olmasına rağmen, geminin su geçirmeyen bir madde ile kaplandığını düşünebiliriz.

Geminin su ve buhar gücü ile çalıştığı da ayet-i kerimeden çıkarılan bir sonuçtur. Ayet-i kerimede geçen ve ateşin yandığı yer anlamına da gelen Tennur ifadesi bu sonucu desteklemektedir.[3] Es-Sa'lebi der ki; Yüce Allah Hz.Nuh'a "ge­miyi kuşun göğüs kafesi gibi yap" diye vahyetti.[4] Tüm zaman ve şartlarda, bu büyüklükte ve özellikte bir geminin varlığı bir mucizedir. Böyle bir gemiyi ancak Allah'ın bir elçisi, yine Allah'ın vahyi doğrultusunda planlayıp inşa edebilirdi.

Savi'nin rivayetine göre; Allah 40 gün 40 gece yağmur yardırdı. Yer gök su oldu.[5] Yer gök su olmasına rağmen su gemiye zarar vermedi. 40 gün sonra Muharrem ayının 10.günü, Tufan sona erdi ve gemi karaya oturdu.[6]

NUH'UN GEMİSİ NEREDE? Ankebut Suresi 15. ayet-i kerimeden hareketle bu geminin korunup saklandığı yorumu çıkarılmaktadır. Ayet-i Kerime mealen şöyledir: "Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu alemlere bir ibret yaptık." Yine Kamer suresi 15.ayet-i kerime de bu anlamdadır. Günümüzde de bilim adamları Nuh'un gemisini aramaya devam ediyorlar. Bu konuda birçok iddia var. Kur'an-ı Kerim'de geminin oturduğu yer, Cudi dağı olarak açıklanmıştır.[7]

Cudi dağı, Güneydoğu Anadolu bölgesinde, Cizre'ye 32 km, Şırnak il merkezine 17 km. mesafededir. Cudi dağının dört doruğundan biri günümüzde "Nuh peygamberi ziyaret tepesi" adını taşımaktadır. Arabistan yarımadasında da Cudi isimli bir dağ olduğu, Nuh'un gemisinin burada olduğu iddia edilse de bu görüşe pek itibar edilmemiştir.[8]

Tevrat'ta ise bu dağın Ararat dağı olduğu yazar. Ermeniler de siyasi bir takım emellerle Nuh'un gemisinin Ağrı dağında olduğunu iddia ederler. Ağrı dağı, çok eski zamanlardan beri Ararat ismiyle de meşhurdur. Ancak Ararat isminin bazı kaynaklarda Cudi dağı için de kullanıldığını belirtelim. Yahudi ve Hristiyan kaynaklara göre gemi nerede bulunursa orası Ararat'tır.[9] Bir kısım müfessirler de geminin Tur dağında kaldığını beyan etmişlerdir.[10]

Farklı tarih ve kültürlerde aynı yere farklı isimlerin verildiğini biliyoruz. Biz Müminler için K.Kerim'de geçen isim ve bilgiler yeterlidir. Bu isimlendirme dikkate alındığında geminin durduğu yerin; Ağrı, Cizre ve Musul arasındaki bölge olduğu söylenebilir. (YARIN DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)


[1] İbn-i Kesir

[2] Kamer suresi 13

[3] Elmalılı Hamdi Yazır-Hak Dini Kuran Dili

[4] İmam Kurtubi, el-Camiuli-Ahkami'l-Kur'an

[5] Savi Haşiyesi,2/216

[6] Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri

[7] Hud Suresi 44

[8] Yak?t, II, 180/TDV, İslam Ansikolopedisi, Cudi

[9] Bill Crouse, "Nuh'un Gemisi: Gemi'nin Son Rıhtımı", Arkeoloji ve Kutsal Kitap Araştırmaları, C.5, No:13, çev. Gökben Coşkun, yaklasansaat.com, 1992.

[10] Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri