HIZIR İLE YOLCULUK: Hz. Musa, Allah (c.c.) tarafından, kendisinden daha bilgili olduğu haber verilen Hızır ile buluşmak için bir yolculuğa çıkmıştı. Hz.Musa'nın iki denizin birleştiği yerde buluşup, seyehat ettiği bilgin Hz. Hızır'dır.

Yanlarında taşıdıkları balık kızartılmış ölü bir balıktı. Bir mucize olarak dirilir ve denizde yol alıp gider. İşte bu balığın dirilip suya atladığı yer Hz.Hızır ile Hz.Musa'nın buluşma yeridir. Burasının, aynı zamanda Ab-ı Hayat kaynağının bulunduğu yer olduğunu söyleyenler vardır.

Hayatın ve ölümün sahibi olan Allah (c.c.), hastalıklara şifa verdiği gibi dilediği zaman da dilediği şey ile ölüleri diriltebilir. Hayat suyunun varlığı Allah'ın kudretinin bir sonucu olarak mümkündür. Allah, dilediği kulunun bu suya ulaşmasını sağlayabilir. Allah (c.c.) dilediği kulunu, kıyamet gününe kadar ölümden uzak yaşatabilir. Hızır (a.s.) bu kullarından biridir. Hz. Hızır, Allah'ın izniyle mucizeler gösteren, gayb ilmine vakıf, Allah'ın gizli hazinelerine sahip özel bir kul ve özel bir elçidir.

İblis'e bile Kıyamet gününe kadar ömür ve muhlet verilmişken, Hızır (a.s) gibi salih kullarına da Allah (c.c.) dilerse kıyamete kadar ömür verebilir. Hızır (a.s) insanoğluna çizilen sınırların dışında hareket edebilen ve şeriat üstü tasarrufta bulunan bir kuldur. Bir Melek olması da ihtimal dahilindedir. Balığı kaybettikleri kayanın yanında Hızır (a.s)'ı buldular. Resulullah Efendimiz'in (s.a.v) buyurduğuna göre; Hz.Musa Hz.Hızır'ı, elbisesini üzerine ört­müş sırt üstü yatmış vaziyette buldu.[1]

KEHF SURESİ'NDE HZ.HIZIR VE HZ.MUSA: Kehf suresinde kıssanın tamamı 60-82. ayet-i kerimelerde geçmektedir. Resulullah Efendimiz (s.a.v) bu hikaye hakkında şöyle buyurmuşlardır: "Musa Aleyhisselam İsrailoğullan arasında hutbe okudu. Halka öğüt verdi. Gözler yaşarıp gönüller yumuşayınca başını çevirdi, bir adamla karşılaştı. Adam ona dedi ki: "Ey Allah'ın elçisi, yeryüzünde senden daha bilgin birileri var mı?" Hz.Musa; hayır, dedi. Bilgiyi Allah'a izafe etmediği için Allah onu azarladı.

Allah Teala ona vahiy göndererek bildirdi ki: "İki denizin birleştiği yerde Benim bir kulum vardır. Doğrusu o, senden daha bilgindir." Hz. Musa; "Ey Rabbım, ben ona nasıl varırım?" dedi. Hak Teala buyurdu ki: "Beraberine bir balık alırsın, onu bir sepete koyarsın, balığı nerede yitirirsen işte o kul oradadır."

Hz. Musa bir balık aldı, bir sepete koydu, sonra yola koyuldu. Onunla beraber delikanlısı Yuşa' ibn Nun da gitti. Nihayet bir kayaya varınca, başlarını kayanın üstüne koydular ve uyudular. Balık sepette sıçradı, oradan çıkıp denize düştü ve denizde yüzüp gitti. Kayanın dibinde hayat denilen su kaynağı vardı. Onun suyundan her neye bir şey isabet ederse o dipdiri olurdu. O pınarın suyundan balığa bir damla değdi.

Allah Teala balığın yüzüp gittiği yerdeki su akıntısını durdurdu. Oradaki sular açılıp balığın üzerine kemer gibi oldu. Hz.Musa uyanınca yol arkadaşı kendisine dirilen balığı haber vermeyi unuttu. Yola devam ettiler. Ertesi gün Musa arkadaşına dedi ki: "Bizim sabah yemeğimizi getir. Biz bu yolculuğumuzdan çok yorgun düştük." Hizmetçisi ona dedi ki: "Kayalığa vardığımızda balığı unutmuşum. Şeytandan başkası unutturmadı onu bana. Şaşılacak şekilde o, denizi boylayıvermiş."

Bunun üzerine Musa : "Zaten istediğimiz de buydu.", dedi. Hemen izlerinin üstünden gerisin geri döndüler. Nihayet kayanın olduğu yere geldiler. Orada elbisesini üzerine örtünmüş bir adam buldular. Musa Aleyhisselam ona selam verdi. Hızır; "Senin bölgende selam ne arasın?" dedi. Hz. Musa; "Ben, Musa'yım." dedi. O; "İsrailoğullannın Musa'sı mı?" dedi. Hz.Musa; "Evet, geldim ki sana öğretilen ilimden bana öğretesin de peşinden gideyim."

O; "Tevrat elindedir, sana vahiy de geliyor. Bu ikisi yetmez mi? Doğrusu sen, benim yaptıklarıma asla dayanamazsın ey Musa. Çünkü ben, Allah'ın bana öğrettiği bir bilgi üzereyim. O bilgiyi sen bilmezsin. Sen de Allah'ın bilgisinden sana öğrettiği bir bilgi üzerindesin onu da ben bilmem. O; kavrayamayacağım bir bilgiye nasıl dayanırsın? Sen, adaletin sadece dış yüzünü bilirsin. Sana bilinmezliklerin bilgisi verilmedi ki, benim bildiklerimi bilip gaybı kavrayasın"Dedi. (PAZARTESİ DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)


[1] Buhari, el-ilm, bab: 44/İbn- Kesir