Yavuz Turhan yazdı

Muhan Soysal…Öğrencilerinin çoğunun korktuğu ama aynı zamanda vereceği dersler için dikkat kesildikleri, öğretme ve öğrenme hevesini yitirmeyen bir akademisyendi.

İşini seviyor ve kendine has tarzıyla icra ediyordu. Bazen ilk dersten öğrencilerini sınıfın yarısını bırakmayla tehdit eder, bazen de tüm sınıfı tanıyabilmek için derse  sık katılanları arka sıralara oturtup sessiz kalmalarını isterdi.

Alanındaki yetkinliği ve öğrencilerine kattıkları, verdiği mezunlar tarafından da çokça dile getirilir.

Sınavları da, Muhan Hoca kültürünün ayrı bir parçasıdır. Bu sınavlar yine uzun vadede öğüt verici olsalar da, önceliği anlık alaycılık olabilir.

Soysal’ın bir sınavda sadece “Why?” diye sorduğu ve “Why not?” cevabını veren öğrencisi dışında herkesi bıraktığı anlatılır.

 Onunla özdeşleşen bir başka sınav anısı da sınava aynı anda geç kalan öğrencilerinin uyanıklık yapmaya çalışmalarıyla yaşanır.

Finale geciken öğrenciler, “aynı araçla geliyorduk ve arabamızın tekeri patladı” şeklinde bir bahane üretirler ve bununla Muhan Soysal’ı ikna etmeye çalışırlar.

Zor bela ikna ettikleri hocamız, dersi geçmek için telafi sınavında 50 puanı geçmelerini ister.

Öğrenciler sınavın ilk sayfasında her biri 10’ar puandan 4 soruyla karşılaşırlar.

Arka sayfaya geçtiklerindeyse karşılarına 60 puan değerindeki soru çıkar:

 “Hangi lastik patladı?”