Orta Anadolu’nun bilinen halk anlatılarından biri olan Hacel Obası, Şarkışla yöresiyle özdeşleşen bir türkü ve hikâye olarak günümüze ulaşmıştır. Yörenin kültürel hafızasında önemli bir yere sahip olan türkü, yaşanmış bir aşkın acı sonla biten izlerini taşır. Hem türkünün sözleri hem de ardındaki gerçek olay yıllardır halk arasında anlatılmaya devam etmektedir.
Hacel Obası nerede?
Hacel Ovası, Sivas’ın Şarkışla ilçesi yakınlarında yer alan Gedik Ovası bölgesiyle anılır. Yöre halkı, bölgedeki eski obalara ve yaylalara “Hacel Ovası” adını verir. Bu alan geçmişte konar-göçer yaşamın sürdüğü, obaların kurulduğu verimli bir düzlüktür.
Hacel Obası türküsünün hikâyesi
Bir zamanlar üç kardeş Şarkışla’nın Gedik Ovası’na yerleşmiş ve burada kendi obalarını kurmuştu. Zamanla bu obada güzelliğiyle herkesin diline düşen, gençlerin içine ateş düşüren Ayşe adında bir kız yetişti. Varlıklı bir ailenin kızı olan Ayşe, çevresinde erişilmez bir güzellik olarak biliniyordu.
Ayşe’nin gönlünü yakanlardan biri de Mustafa’ydı. Bu sevda karşılıksız değildi; Ayşe ile Mustafa gizli gizli buluşmaya, gönül sözleri etmeye başlamıştı. Aşkları sessiz sedasız büyürken, obaya bir gün Teğmen Nazım geldi. Okumuş, tahsil görmüş, memleketine ziyarete dönen Nazım’ın gelişi kısa sürede herkesin diline düştü.
Konak sahibi aile, Ayşe’yi Teğmen Nazım’a istetmeye karar verdi. Ayşe de gördüğü ilgiden, takılardan, yeni elbiselerden etkilenmişti. Kimi kaynaklara göre karar cümlesi Ayşe’nin kendi sözleri, kimilerine göre ise annesinin nasihatiydi:
“Mustafa’ya varıp da ineğin dananın içinde rezil olacağıma, memur karısı olur vezir olurum.”
Bu kararla Ayşe, Mustafa’dan uzaklaştı. Onu gördüğünde başını eğiyor, konuşmuyor, kaçıyordu. Fakat zamanla Ayşe’nin nispet eder gibi davranması Mustafa’yı kahretti. İçindeki sevda ve acı bir olup dilden taşa taşa şu sözlerle dökülmeye başladı:
Hacel Obası türküsünün sözleri
Hacel'obasını engin mi sandın
Ayağında potini var zengin mi sandın
Her olur olmazı canım dengin mi sandın
Ay da geçti göremedim yâr seni
Merdivenden tıkır mıkır inişin
Cığıldaşır altın ile gümüşün
İlkten söz verip de canım sonra dönüşün
Ay da geçti göremedim yâr seni
Suya gider bir incecik yolu var
Sıktırmış kemeri canım ince beli var
Söylerim söylemez canım tatlı dili var
Ay da geçti göremedim yâr seni
Suya gider su testisin doldurur
Kınalı parmağın canım suya daldırır
O yârin bakışı canım beni öldürür
Ay da geçti göremedim yâr seni
Tren gelir acı acı seslenir
Yağmur yağar çift entere ıslanır
Zalim anan duyar canım sana seslenir
Ay da geçti göremedim yâr seni
HACEL OBASI TÜRKÜSÜNÜ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
HACEL OBASI TÜRKÜSÜNÜ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
