Hamd alemlerin Rabbi olan Allah cc.'ya mahsustur. Salat ve Selam, Hz. Muhammed (sav)'e, temiz Ehl-i Beytine, O'nun Ashabına ve Allah'a şirk koşmaktan kaçınan tüm mücahid / mücahidelerin üzerine olsun.

Akrabaya karşı da ihsanda bulunun. Akrabaya iyilikte bulun­mak ta aynı manalara gelmektedir. Malla, lisanla, bilgiyle onları cen­nete götürmeye çalışın demektir. Akrabalarınızı kendi hallerine bı­rak-mayın ve sürekli onlarla görüşerek hak yolda olmalarını sağlayın demektir. Onlara emr-i bil'ma'ruf yaparak, kitap sünnet duyurarak, onlarla ilgiyi kesmeyerek onları cennet yolunda tutun demektir. Onları Allah dinine aboneler yapın demektir. Onları cehennemden koruyabilmek için elinizden geleni arkanıza bırakmayın demektir.

Yetim ve miskinlere de ihsanda bulunun. Yani surenin evve­linde de ifade buyurulduğu gibi yetim ve miskinler karşısında da Allah huzurunda olduğunuzu unutmayın. Onlara davranışlarınızı huzurunda bulunduğunuz Rabbinizin istediği gibi ayarlayın. Onlara karşı yaptıkla­rınız da Allah'a layık şeyler olsun. Onlara karşı Rabbinizi küstürecek tavırlardan kaçının.

Yani yetimlere, toplumda analı babalı olanlar gibi bir dünyada yaşatılmaları konusunda ihsanda bulunun. Sanki top­lumda kendilerini analı babalılar gibi hissedecekleri bir hayat sunup yaralarını sarmadan, işlerini görmeden yana olun. Miskinlerin de top­lumda paralı pullu olanlar gibi yaşatılmalarını sağlamak üzere ihsanda bulunun onlara. Yediğinizden yedirip giydiğinizden giydirip onların hu­zurlarını sağlamaya ve onları kendi hayat standartlarınıza çıkarmaya gayret edin diyor Rabbimiz.

Yani eğer yetimleri analı babalılar gibi yaşatamayacak olursak kendimiz yetimler gibi bir hayat yaşamaya, fakirleri de paralılar gibi bir hayata ulaştıramazsak kendimiz fakirler gibi bir hayat yaşamaya yö­nelmek zorundayız. Çünkü unutmayın ki bizler onlara karşı yaptıkla­rımız konusunda Allah huzurundayız. Allah ne yaptığımızı her an görmektedir.

Yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yol­cu-ya ve elinizin altında bulunan kimselere de iyilik edip ihsanda bulu­nun.

Yakın komşu, ya kapı dibi komşudur, ya da akrabalığı olan kom­şudur. Uzak komşu da ya evi uzak olan komşudur, ya da akraba­lığı olmayan komşudur. Yakın arkadaş ya kişiye en yakın olan, en ya­kın hayat arkadaşı olan eşidir, ya da yolculukta arkadaş olan kişidir veya kendisinden ilim öğrenilen, kendisinden ilim öğrendiğimiz ve kendisine ilim öğrettiğimiz kimsedir. Veya bir ilim meclisinde kendi­siyle birlikte oturduğumuz kimsedir. Uzak komşu hakkında kimileri ki­şinin yahudi ve hıristiyan olan, kafir olan komşularıdır da demişler. İşte komşularımızla ilişkilerimizde de muhsin davranıp Allah huzu­runda olduğumuzu unutmayacağız.

Evet Rabbimizin beyanıyla:

1- Akraba olan mü'min komşuya,

2- Akraba olmayan mü'min komşuya,

3- Kafir komşuya ihsanda bulunacağız. Müslüman ve akraba olan komşunun komşusu üzerinde üç hakkı vardır. İslam kardeşliği hakkı, akrabalık hakkı ve komşuluk hakkı. Müslüman olup da akraba­lığı olmayan komşunun da iki hakkı vardır. Bir din kardeşliği hakkı, iki komşuluk hakkı. Kafir olan komşunun da komşusu üzerinde sadece komşuluk hakkı vardır. İşte bütün bu haklara riayet ederek onları cen­nete kazandırma kavgası vermek zorundayız.