Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ABD’nin İran’daki nükleer tesisleri hedef alan saldırısına ilişkin yaptığı açıklamada, küresel adaletsizliği sert sözlerle eleştirdi. “ABD’nin, İran’daki nükleer tesisleri vurması bir kez daha ne kadar adaletsiz bir dünyada yaşadığımızı açıkça göstermiştir” diyen Tatar, çifte standartların insanlığı büyük bir felakete sürüklediğini ifade etti.
“Kibirli bakış açısı üçüncü dünya savaşını tetikliyor”
Cumhurbaşkanı Tatar, dünya genelindeki çifte standartlara dikkat çekerek, “'Benim olabilir ama senin olamaz' diyen kibirli bakış açısı, dünyayı üçüncü dünya savaşının eşiğine getirmiştir” değerlendirmesinde bulundu. Tatar, bu tür saldırıların uluslararası güvenliği tehdit ettiğini ve diplomasi mekanizmasının bir an önce devreye girmesi gerektiğini vurguladı.
“Batı sadece kınıyor, harekete geçmiyor”
Gazze’de yaşanan trajediye de değinen Tatar, uluslararası toplumun tepkisizliğini eleştirerek, “Güçlünün haklı olduğu, hiçbir Batılı ya da Müslüman ülkenin kınamanın ötesine geçmediği bir dünyada yaşadığımızı unutmamamız gerekiyor. Bunu en acı şekilde Gazze’de Filistinlilerin yaşadıklarıyla görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Güney komşumuz da İsrail’den farksız”
Tatar, Güney Kıbrıs’tan kaynaklanan tehditlere de dikkat çekerek, “Kıbrıs Türk halkı olarak, güney komşumuzun da İsrail’den farklı olmadığını çok iyi biliyoruz. Bizi bu adada azınlık olarak gören, eşit kabul etmeyen ve ilk fırsatta, tıpkı Gazze’deki Filistinliler gibi yok etmeye çalışan acımasız bir zihniyetle karşı karşıyayız” dedi.
“Zehirli elmayı kabul etmeyeceğiz”
Uluslararası adalet sistemine teslim olmanın büyük bir hata olacağını belirten Tatar, “Dünyanın adaletine bel bağlayıp kendimizi teslim edersek, hakkımızı değil, huzur ve mutluluk adı altında bize sürekli sunulan zehirli elmayı kabul etmiş oluruz” uyarısında bulundu.
“Geleceğimizi kendi ellerimizle şekillendireceğiz”
Kıbrıs Türk halkının kendi iradesine sahip çıkması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Başkalarının yazdığı senaryolara mahkûm değiliz. Gerçek huzur ve güven, ancak kendi irademize ve haklarımıza sahip çıktığımızda mümkün olacaktır. Geleceğimizi başkalarının tasarımlarıyla değil, kendi ellerimizle ve ortak irademizle şekillendireceğiz” şeklinde konuştu.





