BOSİAD’ın düzenlediği "6 Şubat Kahramanmaraş Depremi Sonrası Tecrübe ve Dersler: Alınacak Ek Önlemler" başlıklı seminerde, sanayi bölgelerindeki deprem risklerine dikkat çekildi. Seminerde, konuşmacılar sanayicilere acil deprem risk analizi yaptırmaları, sigorta süreçlerini doğru planlamaları ve iş sürekliliği planlarını hazırlamaları konusunda uyarılarda bulundu. Bursa OSB’nin, şehir merkezinde yer alması ve yapıların yüzde 80’inin prefabrik sistemlerden oluşması nedeniyle, bölgede meydana gelebilecek benzer büyüklükte bir depremin büyük ekonomik kayıplara yol açabileceği vurgulandı.
Bursa OSB Bölge Müdürlüğü, Bursa Teknik Üniversitesi Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi ve Uludağ Üniversitesi iş birliğiyle yapılan araştırmalarda, "Bölgemizde bina yaş ortalaması 27 yıl olup, yapıların yüzde 80’i prefabrik sistemlerden oluşmaktadır. Kahramanmaraş depreminin toplam ekonomik kaybı yaklaşık 110 milyar dolar olarak hesaplanmıştı. Yapılan tahminlere göre, benzer büyüklükte bir deprem Bursa OSB’de de benzer seviyelerde ekonomik kayıplara yol açabilir." ifadelerine yer verildi.
Bursa OSB’nin deprem sonrası üretimin en az hasarla devam etmesi için, "Bursa OSB’nin temel amacı, deprem sonrası üretimin en az hasarla devam edebilmesi ve bölgedeki sanayi faaliyetlerinin aksamasını önlemek." hedefiyle Afet Koordinasyon Merkezi kurma kararı aldığı belirtildi. Bölgedeki planlar arasında 10 adet afet acil durum konteyneri, 8 çadır alanı ve 35.000 kişiye barınma imkânı sağlayacak düzenlemeler yer alıyor. Ayrıca, yapı stokunun risk analizleri yapılarak, en riskli binaların güçlendirilmesi için yol haritası oluşturulacak.
Mühendislik, Yapısal Olmayan Riskler ve Sigorta Süreçleri
Seminerde ARUP Mühendislik Deprem İş Kolu Lideri Caner Soydaş, deprem performans analizleri ve yapısal olmayan riskler üzerine teknik bilgiler aktarırken, "Depremin büyüklüğü, depremin yıkıcılığını doğrudan ifade eden bir kavram değildir. Aletsel büyüklüğü görece daha az olan ancak daha yıkıcı etkilere sahip depremler de olabilir. Öte yandan yapısal olarak hasara sebep olmayan orta şiddette depremler de ciddi maddi kayıplara sebep olabilir. Bu da duvarlar, cihazlar, yangın söndürme sistemleri, asma tavanlar, platformlar, klima santralleri gibi yapısal olmayan elemanların hasarlarından kaynaklanabilir. Bu hasarlar hem can kaybına hem de mal kayıplarına sebep olabilir. Bununla ilgili ne yapılabilir? Bizim önerimiz; hem yapısal hem de yapısal olmayan elemanların deprem güvenliği ile ilgili bir ön değerlendirme çalışması yapılmasıdır. Bu ön değerlendirme çalışmasına göre de hangi binalarda gerçekten detaylı bir değerlendirmeye ihtiyaç varsa onlara daha detaylı incelemeler yapılmasıdır. Güçlendirme ihtiyacı belirlenen yapılarda uygulanabilecek farklı güçlendirme alternatiflerinin belirlenerek yapı, kullanıcı ve işveren için en uygun alternatifin birlikte seçilmesidir. Güçlendirme alternatifleri belirlenirken sönümleyiciler, burkulması önlenmiş çaprazlar ya da tamamen dışarıdan güçlendirmeler gibi yenilikçi alternatiflerin de göz önünde bulundurulmasıdır." sözleri paylaşıldı.
Can Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Meral Sürücü Toraman, sigortanın varlıkları korumada kritik bir rol oynadığını belirtirken, İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Sevi Güloğlu ise, "Poliçede belirtilen sigorta bedelinin, gerçek piyasa değerinin altında olması nedeniyle ortaya çıkan eksik sigorta hasar sonrası birçok işletmenin karşılaştığı en büyük finansal risklerden biri. Yangın poliçelerinde deprem teminatı olmaması halinde, deprem sonrası meydana gelen yangın hasarları ödenmez. Sigorta sözleşmelerinde yer alan muafiyet oranlarının farkında olunmaması hasar durumunda büyük kayıplara neden olabilir. Klozlar, sigorta şirketinin ödeyeceği miktarı doğrudan etkileyebilir. İşletmelerde deprem sonrası üretim durabilir ve ciddi finansal kayıplar yaşanabilir. Kâr Kaybı Sigortası sayesinde, işletmeler bu süreçte gelir kaybına karşı korunabilir. Sabit kıymetlerin gerçek değerinin tespiti yapılmadığında, sigorta ödemeleri eksik kalabiliyor. Doğru kıymet tespiti, sigorta bedellerinin güncel piyasa şartlarına göre belirlenmesini sağlar. Enflasyon nedeniyle sigorta bedelleri zamanla yetersiz kalabiliyor. Döviz bazlı poliçeler veya enflasyon korumalı sigorta sistemleri tercih edilmelidir. Sanayi tesislerinde makineler, stoklar ve hatta tedarik zincirindeki kesintiler de sigortalanmalıdır." uyarısında bulundu.