Çok sevdiğim bir resim. Toplumsal refleks olarak nasıl hareket edildiğini ve bu refleksin ne kadar evrensel olduğunu gösteriyor. Öyle değil midir zaten. Değişim herkesin ağzındadır ve her ortamda fazlasıyla zikredilir. Herkes bazı şeylerin olmadığından, olması gerekenden ve hatta nasıl olacağından bahsederken fazlasıyla cömert davranır. Fakat değişimin oluşabilmesi için önce insanın kendini değiştirmeye ve yenilemeye başlaması gerekir. İşte bu noktada değişimi isteyen kişiler, konu kendi değişimlerine gelince direnmeye başlarlar.

Eskiden gelen söylemler yok mudur; "Eski köye yeni adet getirme", "yahu şimdi icat çıkarma" gibi.

Fakat gelişmek için değişim şarttır. Değişim için "İCAT ÇIKARILMASI" gerekir. Bunun içinde proaktifolarak öğrenmeye açık, ön yargısız ve sorumluluk alabilen bireyler olunması gerekiyor. Sonuçta değişim için birilerinin de söylemden öteye geçerek icraata geçmesi ve sürece insiyatif alarak liderlik etmesi gerekiyor.

Buraya kadar bahsettiklerim genel olarak yaşanan, hepimizin farkında olarak ya da olmayarak karşılaştığı hususlardır. Bunun bizi ilgilendiren kısmı ise aslında yaklaşık 2 aydır yaşadığımız ekonomik dalgalanmadır. Bu ekonomik dalgalanmanın bir çok boyutu ve değişkeni var. Uluslararası ilişkilerden farklı ülke ve şirketlerin çıkarına kadar. Ama önemli olan zaten bunları yönetebilmek, bunlara hazırlıklı olabilmek ve değişen koşullara adapte olabilmek. Kısacası değişimi yaratabilmek, eğer yaratamıyorsak kısa sürede uyum sağlayabilmek. Çünkü değişime karşı direnç hem tahribata hem de zaman kaybına yol açmaktadır.

1948 yılında biten 2. Dünya savaşı ile birlikte ekonomik olarak bir düzen ortaya konuldu. Bu ekonomik düzen içerisinde savaşın tarafları ve taraf olmayanları bir şekilde yerlerini aldılar. Soğuk savaş dönemi, sanayileşme, toplumsal düzen değişiklikleri , Nasa'nın kendi düzeneği için kullandığı internetin genel kullanıma sunulması ile başlayan bilgi dönemi. Tüm bu dönemler kendi firmalarını yaratmış, değişime direnenleri tarihin arşive atmış, değişimde insiyatif alanları da geliştirerek baş tacı yapmıştır. Örneğin hepimizin bildiği KODAK firması dijitalleşme sürecine adapte olamadığı için sıkıntılı süreçler yaşamaktadır. Bir başka örnek olarak bilgisayarlarımızı düşünelim. İlk çıkan bilgisayarların boyutlarını fotoğrafta görüyoruz. Değişim hedefleyen birileri çıkıyor ve bilgisayarları herkesin kullanımına sunulması yönünde değişimi başlatıyor ve buna da liderlik ediyor. Yetmiyor aynı firma bu bilgisayarları herkesin elinden düşmeyecek şekil ve ceplerinde taşınabilir hale getiriyor. Bu firma da bugün Dünya'da 1 trilyon dolar değeri geçen ilk firma oluyor ve bu firmanın kasasında yaklaşık 257 Milyar dolar nakit parası var.

Bu örneklere hem şirketler bazında hem de ülkeler bazında çok katkı yapabiliriz. Ama burada özellikle son 2 aydır yaşadığımız ekonomik dalgalanmayı da göz önüne alarak, kendi yaptıkları ve yapmadıklarımızı değerlendirerek insiyatif almamız ve yeni dünya düzeninde yerini almamız gerekiyor. Kısacası "İCAT ÇIKARMAMIZ GEREKİYOR"