Zatına layık şekilde hamdu sena Allah'a, sınırsız salat ve selam yüce Resulullah'a

Eğitim camiasında olmamız sebebiyle öğrencilerle, velilerle beraberiz. Elimizdeki çocukların en güzel bir şekilde eğitimini vermekle ve onları hayata hazırlamakla mükellefiz. Sadece dersini verip çıkarak işimizi layıkıyla yapmak mümkün olmaz. Öğretim tarafında okuma, anlama, kavrama, dersler çıkarma, problem çözme gibi beceriler kazandırma var. Gelişen teknolojik imkanlarla işimiz kolaylaşıyor. Lakin eğitim tarafına geldiğimizde ise iş biraz daha karmaşık hale geliyor. Eğitimi öğretimle karıştırmamak gerekiyor. Çocuğa bir değer kazandırmak üzere yazı, resim yarışmaları yapmak, pano hazırlamak sadece bilgi düzeyinde kazanım sağlar. Onların kişilik gelişimini desteklemek, ahlaki davranışlar kazandırmak hayatla bağlantı kurmadıkça mümkün olmaz. Bu iş ise sadece okul içinde de yapılacak çalışmayla hakikate ulaşmaz.

Son bir kaç yılda "değerler eğitimiyle" müfredata katılan bir uygulama var. Bu uygulama eğer bilgi verme şeklinde yapılırsa bir fayda sağlamaz zira davranış kazanma ancak lisanı halle olur. Öğretmen bizzat kendisi örnek olur. Onlara hissettirerek, kalbine giden yolu açarak, gönüllerinin bam teline dokundurarak davranış kazandırabiliriz.

İlk değerlerin kazandırıldığı yer aile olduğundan muhatabımız olan çocuk bu ocaktan yeterli oranda destek almazsa çoğu zaman boşa kürek çekme diye tabir edeceğimiz bir durum yaşarız. Siz doğruluğu bir esas olarak kazandırmak istersiniz ama çıkarı için yalan söyleyebilen anne babasını sezmiş çocuğa bu değeri vermemiz mümkün olmuyor.

Çocuk, küçük yaşta hizmet etmeyi anne babasından öğrenir. Biz sobalı evlerde büyüdük. Kömürlü sobaları tutuşturmak için yonga tabiri ettiğimiz odunlar kapılara yığılırdı. Mahallemizdeki çocuklar anne babalarının isteğiyle haydi gidin komşuya yardım edin derlerdi. Bir çıkar gütmeksizin yardıma giderdik. Bazı babalarda arkadaşlarımıza benim çocuğum hamal mı? Onun paraya ihtiyacı yok deyip göndermezdi. Bu arkadaşlarımız bu gün inanç olarak da farklı yerlerdeler. Olaya sadece dini açıdan bakmayınız. Yardım severliği öğrenciye öğretebilmeniz için ailesinden bu yaklaşımı çocuğuna kazandırırsınız.

Bir hocam anlatıyordu. Sınıfa girdiğimde sıraların dağınık olduğunu gördüm ve onlara haydi sıraları düzeltelim dedim, ben de onlara yardım ettim dedi. Ancak ertesi gün çocuklardan birinin velisi geldi ve benim çocuğuma hamallık yaptıramazsınız diye şikayette bulundu dedi. Şimdi siz bu çocuğa yardım severliği nasıl öğretebilirsiniz. Bu çocuk içinde menfaati olmayan bir işe girmeyecek, egoist, çıkarcı küçük bir nemrut olup çıkacaktır. Burada öğretmene destek olmak; çocuğa öğretmeni ezdirmemek gerekir. Aile, öğretmene destek olacağı yerde köstek oluyor maalesef.

Çocuğunuzu bir fakirin sofrasına oturtmadan fakirin halini öğretemezsiniz. Oruç tutturduğunuzda fakirin halini anlattığınızı zannetmeyiniz.

Bir yardım kuruluşunda görev almasını, oradaki işleyişi görmesini sağlamdan istediğiniz kadar kompozisyon yarışması yapın bu değer kazandırılamaz.

Yaşanmış hayat hikayeleri biriktiren gönül insanlarıyla çocukların gönlüne bir yol yapabilirsiniz. Seminerler düzenlemekle çocuğun davranışlarında bir değişiklik kazandırmak mümkün olmaz.

Hz. Ömer Efendimiz bazen atına biner, göstere göstere yardımda bulunurdu. Bunu yapmasındaki amaç yardımın nasıl yapıldığını etrafındaki insanlara göstermek, onlara örnek olmaktı.

Bir başka eğitimci arkadaşım lise öğrencilerinin okuldan çıkış saatlerinde belediye otobüsüne bindiğini, araçta hep öğrencilerin bulunduğunu, içeriye hamile bir bayanın bindiğini söyledi. Hiçbir gencin yer vermediği görünce çok üzüldüğünü ve en arkada oturduğu için ayağa kalkıp, ikili koltukta oturan bir gence bayana yer vermesini, öğrencinin de kendi yerine geçmesini rica ettiğini ifade etti. Hiç sıkılmadan benim yerime oturdu dedi. Hangi okulda okuduğunu sorduğumda akademik bir lisenin 11. Sınıf öğrencisi olduğunu öğrendim. Üzüntüm bir kat daha arttı dedi. Çünkü bu öğrenci ileride hangi makamlarda olacak milletine nasıl hizmet edecek bir düşünün dedi.

Hazcı, özgürlüğü her istediğini yapmak olarak gören bir nesil istemiyorsak, onların merhametini besleyecek, hizmet düsturunu aşılamamız gerekmektedir. Aile, öğretmenle işbirliği içinde olmalıdır. Sadece akademik düzeyde öğrencilere eğitim vermek onları mühendis, doktor, kamu görevlisi yapabilir ama iyi bir insan yapmaz.