Bartın Deprem Riski Sözkonusu Mu?
Türkiye’nin Batı Karadeniz kıyısında bulunan Bartın, MTA’ya göre birinci derece deprem riski taşıyan iller arasında yer alıyor. Geniş fay haritalarında, Bartın ve çevresindeki diri fayların riskli bölgeler arasında olması, dikkat çekiyor. Özellikle zemin yapısındaki yumuşaklık ve heyelan potansiyeli, deprem anında yerleşim alanlarının hassasiyetini artırıyor.

Aktif Fay Hattı Bartın’ın Yakınında mı?
Bartın civarında yaygın olarak bir aktif fay hattı bilinmese de, MTA’nın yeni haritalarına göre yaklaşık 50 kilometre mesafede Devrek ve Karabük’te aktif faylar mevcut. Bu da doğrudan olmasa da çevresel etkiler bakımından Bartın’da deprem riskinin varlığını gösteriyor.

Tarihte Yaşanan Büyük Deprem ve Tsunami
Bartın’ın en yıkıcı depremlerinden biri 3 Eylül 1968'de gerçekleşti. Yaklaşık 6,2–6,3 büyüklüğündeki bu deprem, Amasra açıklarında meydana geldi. Yaklaşık 24–29 kişi hayatını kaybetti; 200 civarında kişi yaralandı. Deprem aynı zamanda 3 metre yüksekliğinde bir tsunamiye neden oldu ve ıssız kıyıları 50–100 metre boyunca su bastı.
Jeologlardan Önemli Uyarılar
Özellikle ırmak vadilerinde yerleşim yapılmasının riskli olduğu uzmanlar tarafından vurgulanıyor. Jeoloji mühendisleri, Bartın içindeki Irmak çevresindeki zeminlerin alüvyon yapısı nedeniyle sağlam olmadığını söylüyor. Özellikle yeni kamu binaları ve üniversite kampüslerinin bu alanlara yapılmasının tehlikeli olduğunu ifade ediyorlar.
Karadeniz Açıklarındaki Depremde Tsunami Riski
Amasra açıklarında Ekim 2024’te kaydedilen 4,8 büyüklüğündeki deprem sonrası Prof. Dr. Şükrü Ersoy, tsunami konusunda sakin olunabileceğini açıkladı. Henüz tsunami riski yok; ancak olası bir 6 büyüklüğünün üzerinde bir sarsıntı denizaltı heyelanlarına neden olursa, tsunami riski oluşabileceğine işaret etti.
Bartın’ın deprem haritasında riskli iller arasında yer alması, geçmiş deprem verileri ve zayıf zemin yapısı göz önüne alındığında, her an dikkatli olunması gereken bir bölge olduğunu gösteriyor. Jeolojik yapının ve geçmiş sarsıntıların ortaya koyduğu gerçekler ışığında, halkın ve yöneticilerin deprem bilinciyle hareket etmesi büyük önem taşıyor.





