Müşteki Av. Ayça Akkaşoğlu ise sanığın yalan söylediğini ifade ederek, Duruşma çıkışında sanık sinirli bir şekilde Bana bak sen bir daha bir şey söylersen seni buradan aşağı atarım dedi. Sanık üzerime yürüdü. Araya polisler ve avukatlar girdi. Kadın polisler adliyenin dışına çıkardılar. Sanığın eşi de şahit olarak dinlenmiştir. Ayrıca sanık soruşturma aşamasındaki ifadesinde suçunu ikrar etmiştir. Uzlaştırma aşamasında sanık beni birçok kez aradı ve özür diledi. Şikâyetimden vazgeçmemi istedi. Şikâyetçiyim. diye konuştu.
Mahkeme, sanık savunması, şahit F.D.ın kolluktaki ifadesi, tutanak, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına bakarak sanığın üzerine atılı suçun sabit olduğu sonucuna vardı. TCKnın 106/1-1. cümle gereğince suçun işleniş biçimi, işlendiği zaman ve yer, sanığın kişisel özellikleri göz önünde bulundurarak 6 ay hapse hükmetti. Taraflar arasındaki tartışmada, ilk haksız hareketin kim tarafından gerçekleştirildiği anlaşılmadığından, sanığın eylemini haksız tahrik altında işlediği kabul edilerek TCKnın 29. maddesi uyarınca sanığın cezasında 1/4 indirim yapıldı ve 4 ay 15 güne düşürüldü. Cezanın, sanığın geleceği üzerindeki muhtemel olumsuz etkileri gözetilerek TCKnın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildi. Mahkeme, hükmün açıklanmasını geri bıraktı.