Doğu Karadeniz’in yeşillikler içindeki şehri Artvin, “deprem açısından güvenli mi?” sorusunun yanıtını arıyor. Yeni sismik veriler ve jeolojik analizler, bölgenin genel olarak düşük riskli iller arasında olduğunu gösterse de, bazı ilçelerin özel önlemler gerektirdiğini ortaya koyuyor.
Artvin Genel Olarak Düşük Riskli İl
AFAD ve benzeri kaynaklara göre Artvin, Türkiye’de deprem riskinin en az olduğu iller arasında yer alıyor. Haritalarda genellikle 4. ve 5. derece deprem bölgeleri içinde kabul edilen Artvin, genel anlamda güvenli bir sınıflama alıyor.

İç Kesimler Güvenli, Sahil Bölgeleri Daha Riskli
Uzman görüşlerine göre Artvin’in iç kesimleri nispeten güvenli kabul edilirken, sahil ilçelerinde jeolojik dezavantajlar daha öne çıkıyor. Özellikle dolgu zemin ve tsunami riski gibi etkenler kıyı hattında dikkat edilmeli.

İlçelerde Risk Durumu Nasıl?
Son değerlendirilmeler, Artvin’in bazı ilçelerinde deprem riskinin daha yüksek olduğunu gösteriyor:
- Yusufeli: Gevşek zemin yapısı ve eski yerleşim dokusu nedeniyle "yüksek riskli" sınıflandırması yapıldı.
- Borçka: 1999 öncesi yapıların yoğunluğu ve eğimli arazi yapısı, hasarı artırabilecek unsurlar arasında.
- Murgul: Yer altı madenciliğinden kalan boşluklar nedeniyle zeminde sıvılaşma riski oluşabilir.
- Arhavi ve Hopa: Sahil bölgelerinde tsunami tehlikesi ve dolgu zemin nedeniyle yapı güvenliği zayıf olabilir.

Yapı Güvenliğini Göz Ardı Etmeyin
Artvin’de deprem riskinin düşük sınıflarda yer alması, halkı güvende hissettirse de uzmanlar, özellikle yeni ve sağlam bir yapı stoğu oluşturmanın hayati olduğunu belirtiyor. Mevcut yapıların çoğu, mevcut deprem yönetmeliğine uygun değil. Bu nedenle kentsel dönüşüm, zemin etütleri ve afet bilincinin artırılması önem arz ediyor
Artvin, Türkiye genelinde deprem riski düşük iller listesinde yer alsa da; ilçeye özgü zemin ve yapı sorunları, bazı bölgeleri kırılganlaştırıyor. Özellikle Yusufeli, Borçka, Murgul ve Arhavi gibi ilçelerde güçlendirme ve eğitimle desteklenmiş yapılaşma hayati önem taşıyor. Hem halkın hem de yerel yönetimlerin bu farkındalıkla hareket etmesi, doğal afetlere karşı daha dirençli bir kent yaratmak adına önemli bir adım olacaktır.




